İngilizce Sayılamayan İsimlerle Ölçü Kelimeleri – Partitives with Uncountable Nouns


İngilizcede partitive structure yani parçacıl tanımlık olarak bilinen yapı sayılamayan isimlerle kullanıldığında onlara nicelik, sayılabilme özelliği kazandırır. Örneğin İngilizcede ‘iki sabun – two soaps’ diyemeyiz. Bunun yerine two cakes of soap yani iki kalıp sabun ifadesini kullanabiliriz.
Bu örnekteki ‘two cakes of‘ ifadesi parçacıl tanımlık yani ‘partitive‘dir. Aşağıda bu yapının kullanımına dair farklı örnekleri bulabilirsiniz.

Partitive Yapısı + Sayılamayan İsim

Anlamı

a ball of wool bir yün yumağı
a bar of chocolate bir kalıp çikolata
a bit of fun bir parça eğlence
a blade of grass bir yaprak çimen
a block of ice bir kalıp buz
a block of wood bir kütük odun, bir parça odun
a bottle of milk bir şişe süt
a bowl of rice bir kâse pirinç
a bowl of soup bir kâse çorba
a breath of fresh air bir nefes temiz hava
a cake of soap bir kalıp sabun
a case of measles bir kızamık vakası
a clap of thunder bir kez gök gürültüsü
a cloud of smoke bir duman bulutu
a clove of garlic bir diş sarımsak
a coat of paint bir kat boya
a crime of passion bir tutku ya da şehvet suçu
a cup of coffee bir fincan kahve
a cup of tea bir fincan çay
a dab of perfume bir fıs parfüm
a day of work bir günlük iş
a dose of medicine bir doz ilaç
a drop of blood bir damla kan
a drop of water bir damla su
a fall of snow kar yağışı
a feeling of sorrow bir keder, üzüntü hissi
a fit of anger bir öfke krizi
a flash of lightning bir şimşek çakması
a game of chess bir satranç oyunu
a game of tennis bir tenis oyunu
a glass of beer bir bardak bira
a glass of juice bir bardak meyve suyu
a glass of wine bir kadeh şarap
a grain of rice bir pirinç tanesi
a grain of truth bir gerçek kırıntısı, parçası
a gust of wind bir rüzgâr esintisi
a jar of honey bir kavanoz bal
a jar of jam bir kavanoz reçel
a litre of milk bir litre süt
a litre of oil bir litre benzin
a loaf of bread bir somun ekmeği
a lock of hair bir lüle saç
a lump of coal bir topak kömür
a lump of sugar bir topan şeker
a minute of silence bir dakika sessizlik
a morsel of food bir parça yemek, bir yemek kırıntısı
a night of sleep bir gece uykusu
a pane of glass bir levha, panel cam
a pang of guilt bir suçluluk sızısı, acısı
a pat of butter bir kalıp tereyağı
a peal of laughter bir kahkaha sesi
a piece of advice bir parça öğüt
a piece of fruit bir parça meyve
a piece of furniture bir parça mobilya
a piece of land bir parça toprak, kara
a piece of paper bir parça kâğıt
a pile of rubbish bir çöp yığını
a pinch of salt bir tutam tuz
a plate of seafood bir tabak deniz ürünü
a rasher of bacon bir dilim domuz pastırması
a ray of light bir ışık huzmesi
a scoop of ice cream bir top dondurma
a scrap of difference bir gıdım, gram fark
a scrap of evidence bir parça delil
a sense of humour mizah, espri anlayışı
a shot of whiskey bir şat viski
a sign of respect bir saygı göstergesi
a sign of wealth bir zenginlik, varlık göstergesi
a slice of meat bir dilim, parça et
a speck of dust bir parça toz
a spoonful of sugar bir yemek kaşığı şeker
a stroke of luck şans eseri
a torrent of abuse istismar yağmuru
a touch of irony bir ironi dokunuşu
a work of art bir sanat eseri
a work of literature bir edebiyat eseri
an act of kindness bir nezaket örneği
an act of vengeance bir intikam eylemi
an ear of corn bir başak mısır
an ear of wheat bir başak buğday
an item of clothing bir kalem, parça elbise
an item of expenditure bir gider kalemi
an outbreak of violence bir şiddet patlaması

Sayılamayan isimlerle ölçü kelimelerinin kullanımı ile ilgili İngilizce Cümleler ve Türkçeleri

Would you like a cup of tea or coffee?
Bir fincan çay mı alırısn yoksa kahve mi?

A peninsula is a piece of land that is bordered by water on three sides but connected to mainland.
Yarımada, üç tarafı su ile çevrili bir tarafı karaya bağlı kara parçasına denir.

There isn’t a grain of truth in her story.
Hikayesinde hiç gerçeklik payı yok.