İngilizce kelimeler başlığı altında farklı konular için kelime bilgisini artırmaya yönelik dersler yer almaktadır.
Aşağıda en yaygın kullanılan isimler (most common nouns) ile ilgili kelimeleri ve ilgili örnekleri bulabilirsiniz.
Aşağıdaki tabloda isim olduğu halde fiil olarak da kullanılabilen kelimelere ve Türkçe karşılıklarına yer verilmiştir.
Fiil Olarak da Kullanılabilen İsimler
Bu tabloda yer alan kelimelerin isim ya da fiil kullanımları yalnızca örnek olarak verilenler ile sınırlı değildir.
A |
||
account | hesap, hesaplamak | |
act | eylem, hareket, davranmak | |
address | adres, hitap etmek | |
advantage | avantaj, avantaj olmak, fayda sağlamak | |
age | yaş, yaşlanmak | |
air | hava, havalandırmak, | |
alarm | alarm, uyarmak, alarma geçirmek | |
amount | miktar, toplam (şu kadar) yapar derken, ulaşmak, olmak | |
anger | öfke, öfkelenmek | |
angle | açı, bir açıyla hareket etmek, eğilmek, keskince dönmek | |
answer | cevap, cevap vermek | |
appeal | temyiz, temyize girmek | |
arm | kol, silah vb. kuşanmak | |
assist | yardım, yardım etmek | |
attempt | girişim, girişimde bulunmak | |
author | yazar, yazarlık etmek | |
award | ödül, ödüllendirmek, | |
B |
||
bag | çanta, çantaya koymak, poşetlemek | |
bake | fırın, fırında pişirmek | |
balance | denge, denge sağlamak | |
ball | top, toparlamak, yuvarlamak | |
band | grup, bant, takım, toparlamak, bir araya getirmek | |
bank | banka, kümelemek, yığmak, önlemek | |
bat | yarasa, göz kırpmak, sopa ile vurmak | |
battle | savaş, savaşmak | |
beach | plaj, sahile, plaja (bir şeyi) çekmek | |
bed | yatak, yatak yapmak, yataklık etmek, yatırmak | |
bell | çan, çalmak | |
belt | kemer, bağlamak | |
bench | oturulacak yer, bank, oturmak, sergilemek | |
bend | dönemeç, eğmek, bükmek | |
benefit | yarar, yarar sağlamak | |
bet | bahis, bahis yapmak | |
bicycle | bisiklet, bisiklete binmek | |
bid | teklif, teklif yapmak | |
bike | bisiklet, bisiklete binmek | |
bill | fatura, faturalandırmak | |
birth | doğum, doğurmak | |
bite | ısırık, ısırmak | |
blame | suçlama, suçlamak | |
block | engel, engellemek | |
blow | darbe, vurmak | |
board | tahta, kapatmak, binmek, | |
boat | tekne, tekneye, gemiye binmek | |
body | vücut, vücuda gelmek | |
book | kitap, yer ayırtmak | |
boot | çizme, tekmelemek | |
border | sınır, sınır çizmek | |
bother | zahmet, zahmet vermek | |
bottle | şişe, şişelemek | |
bowl | çanak, kase, bir şeye (yüzeye) eğim vermek | |
box | kutu, kutulamak | |
brain | beyin, kafaya vurmak | |
branch | şube, dal, dallara ayırmak, bölümlendirmek | |
breakfast | kahvaltı, kahvaltı yapmak | |
breast | göğüs, yüzleşmek, göğüs germek | |
brick | tuğla, döşemek | |
bridge | köprü, köprü yapmak, bağlamak | |
brush | fırça, fırçalamak | |
buddy | arkadaş, arkadaş olmak | |
bug | böcek, kızdırmak, dinlemek (böcek ile) | |
bunch | demet, demet yapmak | |
bus | otobüs, otobüsle taşımak | |
button | düğme, iliklemek, düğmelemek | |
C |
||
cable | halat, halat ile bağlamak | |
cake | kek, kaplamak, katılaşmak | |
calendar | takvim, takvime girmek, kayıt olmak | |
campaign | kampanya, kampanyaya katılmak | |
candle | mum, kontrol etmek (bir ışığa tutarak örneğin yumurtayı) | |
candy | şeker, reçel pişirmek, şekerle kaplamak, tatlandırmak | |
cap | kapak, tamamlamak, kapatmak | |
care | bakım, bakmak, ilgilenmek | |
carpet | halı, halı kaplamak, azarlamak, kınamak | |
carry | menzil, taşımak | |
cash | nakit, tahsil etmek | |
catch | av, yakalamak | |
cause | neden, sebep, neden olmak, | |
chain | zincir, zincirlemek | |
chair | sandalye, oturmak, ofise yerleşmek | |
champion | şampiyon, bir şeyi desteklemek, savunmak | |
channel | kanal, yönlendirmek | |
chart | grafik, grafik hazırlamak, planlamak | |
chip | kıymık, çentik, yonga, yontmak, şekil vermek | |
clerk | kâtip, kâtiplik yapmak | |
click | tik sesi, tıklamak | |
clock | saat, saat tutmak | |
cloud | bulut, karartmak | |
club | kulüp, sopa ile dövmek | |
clue | ipucu, bilgi vermek, aydınlatmak | |
coast | sahil, sahil boyunca gitmek, yokuştan kaymak, inmek | |
coat | ceket, kaplamak | |
code | kod, kodlamak | |
collar | yaka, yürütmek, yakalamak, kaçmak | |
comfort | rahatlık, yatıştırmak, destek vermek, rahatlatmak | |
comment | yorum, yorum yapmak | |
commission | komisyon, yıkmak, görevlendirmek | |
concert | konser, planlamak | |
condition | durum, şartlandırmak | |
conference | konferans, konferans yapmak | |
contact | temas, irtibat, ilişki kurmak, temasa geçmek | |
contest | yarışma, yarışmak | |
couple | çift, eşleştirmek | |
course | kurs, ezip geçmek, kovalamak, sürü avına çıkmak | |
craft | zanaat, yapmak, üretmek | |
credit | kredi, atfetmek, isnat etmek | |
crew | mürettebat, mürettebat olmak, yapmak | |
cup | fincan, avcunun içine almak | |
cycle | çevrim, pedal çevirmek | |
D |
||
damage | hasar, hasar vermek | |
date | tarih, buluşmak, …tarihli olmak | |
debate | tartışma, tartışmak | |
demand | talep, istemek, talepte bulunmak | |
design | tasarım, tasarlamak | |
desire | arzu, arzulamak | |
devil | şeytan, kızdırmak, rahatsız etmek, | |
diet | diyet, diyet yapmak | |
dimension | boyut, boyutlandırmak | |
discipline | disiplin, disiplin etmek | |
distance | mesafe, mesafe kat etmek, mesafe koymak | |
district | bölge, ilçe, bölgelere ayırmak | |
doctor | doktor, tedavi etmek, onarmak | |
document | belge, belgelendirmek | |
drop | damla, düşürmek | |
dust | toz, toz almak, | |
E |
||
earth | yeryüzü, örtmek (toprakla), | |
ease | kolaylık, rahatlık, kolaylaştırmak, hafifletmek | |
end | son, bitirmek | |
engineer | mühendis, mühendisliğini yapmak | |
essay | deneme, makale, denemek | |
exchange | takas, değiştirmek, takas etmek | |
exercise | egzersiz, spor yapmak, idman yapmak | |
exit | çıkış, çıkmak | |
experience | deneyim, deneyimlemek | |
eye | göz, süzmek, gözetlemek | |
F |
||
face | yüz, yüzleşmek, karşısına çıkmak | |
father | baba, babalık etmek, babası olmak, atfetmek | |
fault | arıza, arıza çıkarmak, hata yapmak, yanılmak | |
fear | korku, korkmak | |
feature | özellik, özellik taşımak, rol almak, içermek | |
fee | ücret, ücret, bahşiş vermek | |
fight | kavga, dövüşmek | |
figure | şekil, hesaplamak, çizimle, şekillerle açıklamak, | |
file | dosya, kayda geçmek, dosyalamak | |
film | film, filme almak | |
finance | maliye, finanse etmek, para sağlamak | |
fire | yangın, yakmak, ateşe maruz kalmak, körüklemek, kurutmak | |
fish | balık, balığa çıkmak, avlamak | |
floor | zemin, yere indirmek, kaybetmek, kafa karıştırmak | |
flower | çiçek, çiçek yetiştirmek, olgunlaşmak, çiçekle süslemek | |
focus | odak, odaklanmak | |
foot | ayak, yürümek, sergilemek (dans), ayak basmak | |
force | kuvvet, zorlamak | |
form | biçim, şekillendirmek | |
frame | çerçeve, biçimlendirmek, kırmak, düzenlemek, çerçevelemek, | |
friend | arkadaş, arkadaş listesine eklemek (sosyal ağlarda) | |
fruit | meyve, meyve vermek | |
fuel | yakıt, doldurmak, yakıt ikmali yapmak | |
function | işlev, işlemek | |
G |
||
gap | boşluk, yarmak, boşluk açmak | |
garage | garaj, garajda tutmak, garaja koymak | |
garden | bahçe, bahçe olarak kullanmak | |
gas | gaz, benzin almak, gaz vermek, atıp tutmak | |
gift | hediye, hediye etmek | |
glove | eldiven, eldiven gibi, olarak kullanmak | |
golf | golf, golf oynamak | |
grade | sınıf, sınıflandırmak | |
grandfather | dede, yeni mevzuat, kısıtlama veya şartlardan (bir şeyi ya da birini) muaf tutmak (hukuk) | |
grass | çim, otlatmak | |
group | grup, gruplamak | |
guarantee | garanti, kefil olmak | |
guide | kılavuz, yol göstermek | |
guy | adam, şaka yapmak, takılmak | |
H |
|
habit | alışkanlık, giydirmek, donatmak |
hand | el, uzatmak |
harm | zarar, zarar vermek |
heat | ısı, ısıtmak |
highlight | önemli, ilgi çekici olay, bölüm, vurgulamak |
hope | umut, ummak |
host | ev sahibi, ağırlamak |
husband | koca, idare etmek |
I |
|
ice | buz, dondurmak |
image | görüntü, hayal etmek, resmetmek |
impact | darbe, sıkıştırmak |
implement | alet, ekipman, uygulamak |
influence | etki, etkilemek |
interest | ilgi, ilgilendirmek |
interview | röportaj, röportaj yapmak |
iron | demir, ütülemek |
island | ada, izole etmek |
issue | nüsha, konu, yayımlamak |
J |
|
jacket | ceket, birine bir şeye ceket giydirmek |
job | iş, çalışmak |
joke | şaka, şaka yapmak |
judge | yargıç, yargılamak |
K |
|
knee | diz, diz atmak |
knife | bıçak, bıçak kullanmak, kesmek, bıçaklamak |
L |
|
lack | eksiklik, yoksun olmak |
landscape | manzara, araziyi, bahçeyi düzenlemek |
lawyer | avukat, avukatlık yapmak |
layer | katman, katmanlara ayırmak |
league | lig, birleştirmek |
lecture | ders, ders vermek |
lesson | ders, ders vermek |
limit | sınır, sınırlamak |
link | bağlantı, bağlamak |
lip | dudak, fısıldamak, öpmek |
list | liste, listelemek |
load | yük, yüklemek |
log | kütük, ağaç kesmek |
lunch | öğle yemeği, öğle yemeği yemek |
M |
|
machine | makine, makine kullanarak iş yapmak |
posta, postalamak | |
market | pazar, alışveriş yapmak |
mate | ahbap, mat, eş olmak |
matter | madde, önemli olmak |
mess | karışıklık, dağıtmak, karıştırmak |
metal | maden, madenle kaplamak |
mind | akıl, zihin, önemsemek |
mirror | ayna, aksettirmek |
model | model, manken, modellemek, mankenlik yapmak |
monitor | bilgisayar ekranı, izlemek |
mortgage | ipotek karşılığı alınan para, kredi, ipotek altına almak |
mouse | fare, avlamak |
N |
|
neck | boyun, sarmaş dolaş olmak |
nerve | sinir, cesaret, güç vermek |
net | ağ, ağ kullanarak, örtmek, tutmak |
network | ağ, iş konusunda birbirine yardımcı olabilecek kişileri toplamak |
noise | gürültü, yaymak (dedikodu) |
note | not, not etmek |
notice | ilan, duyuru, farkına varmak |
number | numara, numaralandırmak |
nurse | hemşire, bakmak (hasta) |
O |
|
object | nesne, karşı çıkmak, itiraz etmek |
officer | subay, görevli, memur, idare etmek |
oil | yağ, yağlamak |
option | seçenek, seçmek, tercih etmek |
order | sipariş, sipariş vermek |
P |
|
package | paket, paketlemek |
page | sayfa, numaralandırmak (sayfa) |
paint | boya, boyamak |
pair | çift, eşlemek |
panic | panik, korkmak, paniğe kapılmak |
parent | ebeveyn, ana-babalık etmek |
park | park, park etmek |
partner | eş, ortak, eş, ortak olmak, etmek |
passage | geçit, geçit yapmak |
pattern | biçim, desen, desen vermek, şekillendirmek |
pen | kalem, yazmak, çizmek |
pension | emekli maaşı, emekli etmek, aylığı vermek |
phase | aşama, evre, gerektiğinde kullanmak üzere plânlamak |
phrase | ifade, ifade etmek |
picture | resim, resmetmek |
piece | parça, birleştirmek, onarmak, tamir etmek (parça parça) |
pin | dikiş iğnesi, toka, birleştirmek |
pipe | boru, borular ile bir şeyi iletmek, taşımak |
place | yer, yerleştirmek |
plan | plan, plan yapmak |
plant | bitki, dikmek (çiçek) |
plate | tabak, levha, kaplamak (levha) |
pleasure | zevk, tatmin etmek |
point | nokta, işaret etmek |
pool | havuz, havuz yapmak |
position | durum, konum, konumlamak, yerleştirmek |
pot | kap, tencere, -ye koymak |
pound | sterlin, 453 gram, vurmak (kapıya) |
practice | çalışma, uygulama, pratik yapmak, uygulamak |
pressure | basınç, zorlamak |
price | fiyat, fiyat biçmek, vermek |
pride | gurur, övünmek |
process | süreç, işlemek |
profile | kısa yaşam öyküsü, yandan görünüş, profilini çıkarmak |
profit | kâr, kâr etmek |
program | program, programlamak |
project | proje, planlamak, fırlatmak, tasarlamak |
promise | söz, vaat, söz vermek |
purpose | amaç, amaçlamak |
Q |
|
question | soru, sorgulamak |
R |
|
race | yarış, yarışmak |
radio | radyo, iletmek (radyo ile) |
rain | yağmur, yağmak |
range | çeşit, sıra, menzil, sıralamak |
rate | oran, değer biçmek |
reason | neden, neden olmak |
record | kayıt, kayıt etmek |
register | sicil, liste, kayıt, kayıt altına almak |
rent | kira, kiralamak |
request | istek, istekte bulunmak |
research | araştırma, araştırma yapmak |
respect | saygı, saygı duymak |
result | sonuç, sonuçlanmak |
review | gözden geçirme, eleştirmek, tekrar ele almak |
reward | ödül, ödüllendirmek |
ring | yüzük, halka, sarmak, çevrelemek |
risk | risk, riske atmak |
roof | çatı, üstünü kapatmak |
room | oda, kalmak |
rope | halat, bağlamak |
row | sıra, sıraya koymak |
ruin | harabe, mahvetmek |
rule | kural, yönetme, yönetmek, idare etmek |
S |
|
sail | yelken, denize açılmak |
sandwich | sandviç, iki şeyin arasına koymak, sıkıştırmak |
scale | ölçek, soymak, ayarlamak, tartmak |
schedule | plân, program, plânlamak, programlamak, |
scheme | tasarı, proje, tasarlamak |
school | okul, eğitmek |
screen | ekran, korumak, siper etmek |
script | senaryo, yazı, yazmak |
seat | koltuk, oturmak, oturtmak |
section | bölüm, bölümlemek |
sense | duyu, hissetmek |
sentence | cümle, hüküm vermek |
service | hizmet, bakım yapmak |
shame | ayıp, utanç, utandırmak |
shape | şekil, şekillendirmek |
share | hisse, paylaşmak |
shelter | barınak, korunmak, sığınmak |
ship | gemi, göndermek (eşya, posta) |
shock | şok, şok etmek, |
shoe | ayakkabı, ayakkabı giydirmek, nal çakmak |
sign | işaret, im, tabelâ, imzalamak |
site | yer, alan, yerleştirmek, yerini belirlemek |
skin | cilt, deri yüzmek |
skirt | etek, kenarında olmak, çevresine dokunmak |
slice | dilim, dilimlemek |
snow | kar, kar yağması |
sort | çeşit, sıralamak, düzenlemek |
source | kaynak, kaynak göstermek, tedarik etmek |
space | alan, uzay, boşluk bırakmak |
speed | hız, bir şeyin başarısına destek vermek, hızlandırmak |
spite | nispet, kin, kin, garez ile muamele etmek |
sport | spor, takılmak, eğlenmek |
spot | nokta, leke, yer, lekelemek, iz, nokta bırakmak |
spray | sprey, sprey sıkmak |
stable | ahır, ahıra – da bağlamak – tutmak |
staff | kadro, çalışanlar, eleman sağlamak, kadro oluşturmak |
stage | sahne, sahnelemek |
state | durum, eyalet, devlet, hükümet, ifade etmek, bildirmek |
step | adım, adım atmak |
stick | sopa, çubuk, yapıştırmak, sok(ul)mak, sapla(n)mak, bat(ır)mak |
stomach | mide, katlanmak |
store | mağaza, saklamak, stoklamak |
stress | gerilim, stres, strese sokmak, basınca maruz kalmak |
stroke | felç, darbe, çizmek (çizgi), sıvazlamak, vurmak |
structure | yapı, yapılandırmak |
study | çalışma, çalışmak |
stuff | şey, tıkıştırmak, doldurmak |
style | tarz, tasarım, şekillendirmek, tasarlamak |
sugar | şeker, şekerlendirmek |
summer | yaz, yazı geçirmek |
sun | güneş, güneşlenmek |
surprise | sürpriz, şaşırtmak |
switch | anahtar, değiştirmek, |
T |
|
table | tablo, masanın üzerine koymak |
tackle | olta takımı, ele almak, mücadele etmek |
tank | tank, depo, depoda saklamak, depolamak |
target | hedef, hedef almak |
task | görev, görevlendirmek |
taste | tat, tatmak |
tax | vergi, vergilendirmek |
telephone | telefon, telefon etmek |
term | terim, dönem, şart, isimlendirmek |
test | testi test etmek |
text | metin, kısa mesaj göndermek |
tip | uç, bahşiş, bahşiş vermek |
title | başlık, başlık atmak |
toe | ayak parmağı, tekme atmak |
tool | araç, işlemek (aletle) |
tour | tur, bir yerden bir yere seyahat etmek |
towel | havlu, havlu ile kurulamak, silmek |
tower | kule, yükselmek, |
track | patika, ray, pist, müzik parçası, iz sürmek, takip etmek |
trade | ticaret, ticaret yapmak, alıp satmak |
traffic | trafik, iş yapmak, |
trash | çöp, benzetmek (kırıp dökmek) |
trouble | sorun, güçlük, endişe, -ye sokmak, içinde olmak |
truck | kamyon, kamyon ile taşımak |
trust | güven, güvenmek |
tune | ezgi, melodi, akort etmek |
type | tür, cins, yazmak (bilgisayar, daktilo) |
V |
|
value | değer, değer biçmek |
view | görüş, manzara, görünüm, bakmak, incelemek, görüntülemek |
voice | ses, seslendirmek |
W |
|
wall | duvar, örmek, kapatmak, çevrelemek |
war | savaş, savaşmak |
weather | hava, havanın etkisiyle değişmek, hava olaylarına maruz kalmak |
web | ağ, sarmak, sarmalamak, ağla etrafını çekmek |
weekend | hafta sonu, hafta sonunu geçirmek |
weight | ağırlık, ağırlaştırmak, yük olmak |
wind | rüzgâr, sarmak, havalandırmak, soluklanmak |
window | pencere, pencere açmak |
wing | kanat, kanat takmak, |
witness | tanık, şahit olmak |
Z |
|
zone | bölge, bölgelere ayırmak, çevirmek |