have to: Dışarıdan gelen kurallara uyma zorunluluğu bildirir. Cümlede öznelerimiz I, You, We, They olursa have to gelir. Geniş zaman ile kullanılır.
Have to – Has to Olumlu cümleler:
I have to be at work at 8.
( Saat 8 de işte olmalıyım.)
You have to be silent in the hospital.
( Hastanede sessiz olmalısınız.)
We have to sleep early.
( Erken uyumalıyız.)
They have to clean the house.
( Evi temizlemek zorundalar.)
Have to – Has to Olumsuz cümleler: Yapmak zorunda değilim anlamında. Don’t have to ya da needn’t kullanılır.
I don’t have to get up early on weekends.
( haftasonları erken kalkmak zorunda değilim.)
You don’t have to pay the bill.
( Hesabı ödemek zorunda değilsin.)
We don’t have to water the garden.
( Bahçeyi sulamak zorunda değiliz.)
They don’t have to speak Spanish.
(İspanyolca konuşmak zorunda değiller.)
I needn’t call you.
( Seni aramak zorunda değilim.)
You needn’t wash the dishes.
( Bulaşık yıkamana gerek yok.)
They needn’t buy a present.
( Hediye almalarına gerek yok.)
Have to – Has to Soru cümleleri:
Do you have to get up early on weekdays? Yes, I do.
(hafta içi erken kalkmak zorundamısın? Evet.)
Do they have to spend money ? No, they don’t.
( Para harcamak zorundalar mı? Hayır.)
What do they have to do in October? They have to study a lot.
( Ekim ayında ne yapmak zorundalar. Ders çalışmak zorundalar.)
What time do you have to be here? At 10.
( Saat kaçta burada olmak zorundasın. Saat 10 da.)
has to: Dışarıdan gelen kurallara uyma zorunluluğu bildirir. Cümlede öznelerimiz he, she, it olursa has to gelir. Geniş zaman ile kullanılır.
Have to – Has to Olumlu cümleler:
She has to work hard.
( Sıkı çalışmak zorunda.)
He has to see the doctor.
( Doktora görünmek zorunda.)
It has to grow up quickly.
( Hızlı büyümek zorunda.)
Have to – Has to Olumsuz cümleler: Yapmak zorunda değilim anlamında. Doesn’t have to ya da needn’t kullanılır.
She doesn’t have to play tennis.
( Tenis oynamak zorunda değil.)
He doesn’t have to buy flowers.
( Çiçek almak zorunda değil.)
It doesn’t have to be in this room here.
( O bu odada olmak zorunda değil.)
He needn’t pick me up.
(Beni almasına gerek yok. )
She needn’t repeat the lesson.
( Dersi tekrar etmesine gerek yok.)
Have to – Has to Soru cümleleri:
Does she have to wash the dishes? No, she doesn’t.
( Bulaşık yıkamak zorunda mı? Hayır.)
Does he have to have lunch with her? Yes, he does.
( onunla öğle yemeği yemek zorunda mı ? Evet.)
Why does he have to be here at 9 ? He has an exam.
( Neden saat 9 da burada olmak zorunda? Sınavı var.)
Who does she have to go out with? With Eric.
( O kimle dışarı çıkmak zorunda ? Eric’le.)
will have to : Gelecek zamanda yapılmak zorunda kalacak eylemleri anlatır. Bütün öznelerle kullanılır.
Have to – Has to Olumlu cümleler:
I will have to lend you some money.
( Sana borç vermek zorunda kalacağım.)
You will have to use the dictionary.
( Sözlük kullanmak zorunda kalacaksın.)
She will have to accept the invitation.
( O daveti kabul etmek zorunda kalacak.)
He will have to move another city.
( O Başka bir şehre taşınmak zorunda kalacak.)
We will have to study until late hours.
( Geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalacağız.)
They will have to go to hospital.
( Hastaneye gitmek zorunda kalacaklar.)
Have to – Has to Olumsuz cümleler:
I won’t have to borrow your dictionary.
( Sözlüğünü almak zorunda kalmayacağım.)
You won’t have to visit us.
( Bizi ziyaret etmek zorunda kalmayacaksın.)
She won’t have to cook meal.
( Yemek pişirmek zorunda kalmayacak.)
He won’t have to stay until late hours.
( Geç saatlere kadar kalmak zorunda kalmayacak.)
They won’t have to celebrate you.
( Seni kutlamak zorunda kalmayacaklar.)
Have to – Has to Soru cümleleri:
Will you have to come with me? Yes, I will.
( benimle gelmek zorunda kalacakmısın? Evet kalacağım.)
Will he have to spend a lot of time ? No, he won’t.
( Çok fazla vakit harcamak zorunda kalacak mı? Hayır kalmayacak.)
Will she have to wash the clothes? Yes, she will.
( Kıyafetleri yıkamak zorunda kalacak mı? Evet kalacak.)
Will they have to disturb you ? No, they won’t.
( Bizi rahatsız etmek zorunda kalacaklar mı ? Hayır kalmayacaklar.)
What will they have to do in 2020? They will have to use smart phones.
( 2020de ne yapmak zorunda kalacaklar? Akıllı telefon kullanmak zorunda kalacaklar.)
Where will they have to spend their summer holiday ? In Spain.
( Nerede yaz tatili geçirmek zorunda kalacaklar? İspanya ‘da.
How will you have to travel ? By plane.
( Neyle seyahat etmek zorunda kalacaklar? Uçakla.)