İngilizce Sıfatlar Adjectives


ADJECTIVES

(SIFATLAR)

Adjectives (sıfatlar) isimleri niteleyen, özelliklerini belirten kelimelerdir. Sıfatlar, ismin rengini, büyüklüğünü, yaşını, miktarını, malzemesini, aidiyetini, kalitesini vb. belirtebilirler.

A good book

(iyi bir kitap)

An interesting Turkish story

(ilginç bir Türk hikayesi)

A few good men

(bir kaç iyi adam)

My green shoes

(benim yeşil ayakkabılarım)

En yaygın sıfatlar şunlardır.

Good (iyi), bad (kötü), tall (uzun), short (kısa), big (büyük), small (küçük), large (geniş, büyük), narrow (dar), hot (sıcak), cold (soğuk), warm (ılık), long (uzun), far (uzak), near (yakın), close (yakın), hard (sert), soft (yumuşak), fast (hızlı), slow (yavaş), quick (yavaş), careful (dikkatli), tidy (düzenli), untidy (düzensiz), happy (mutlu), pleased (memnun), glad (memnun), sad (üzgün), worried (endişeli), nervous (tedirgin), curious (meraklı), generous (cömert), humble (alçak gönüllü), hungry (aç), full (dolu; tok), empty (boş), lazy (tembel), hardworking (çalışkan), clever (zeki), intelligent (zeki), new (yeni), young (genç), old (yaşlı; eski), easy (kolay), difficult (zor), the same (aynı), different (farklı), tired (yorgun), bored (sıkılmış), boring (sıkıcı), tiring (yorucu), interesting (ilginç), interested (ilgili), surprised (şaşırmış), shocked (şaşırmış), wonderful (harika), magnificient (muhteşem), terrible (berbat), terrific (harika), wonderful (harika), delicious (lezzetli), crazy (çılgın, deli), mad (deli), angry (kızgın), annoyed (kızgın), furious (kızgın), strong (güçlü; sağlam), weak (zayıf), right (doğru; haklı), wrong (yanlış; haksız), true (doğru, gerçek), false (yanlış), quick (hızlı, çabuk), simple (basit), complicated (karışık, komplike), attractive (çekici), beautiful (güzel), ugly (çirkin), beautiful (güzel), nice (güzel, hoş), kind (kibar), gentle (nazik, kibar), thick (kalın), tiny (minik, ukacık), ready (hazır), broken (kırık), funny (komik, eğlenceli), serious (ciddi), enjoyable (hoş), clean (temiz), clear (açık, temiz, belirli, anlaşılır), curly (kıvırcık), wavy (dalgalı), straight (düz), handsome (yakışıklı), broad (geniş), light (hafif), heavy (ağır), high (yüksek), low (düşük), safe (güvenli), dangerous (tehlikeli), quiet (sessiz), noisy (gürültülü), lovely (güzel, hoş), important (önemli), slim (ince, zarif), fat (şişman), thin (zayıf), elegant (kibar, zarif)

 

 

  1. a) Sıfatlar nitelediği ismin önünde kullanılabilir.

Our neighbours are nice people.

(Komşularımız hoş insanlardır)

Jill is a beautiful young woman.

(Jill güzel genç bir kadındır)

I’m a handsome man.

(Ben yakışıklı bir adamım)

George is a tall flight attendant.

(George uzun bir hostesdir.)

I need some cold water.

(Biraz soğuk suya ihtiyacım var)

She’s got curly black hair.

(Kıvırcık siyah saça sahip.)

 

 

  1. b) Sıfatlar, bazı fiillerden sonra kullanılabilir. Verilen örneklerde özne nitelenmektedir. Özne bir zamir (he, she, we, this gibi) olabilir.

 

Appear, be, become, feel, get, go, grow, look, prove, remain, seem, smell, sound, stay, taste, turn fiillerinden sonra sıfat kullanabiliriz.

Jill is beautiful.

(Jill güzeldir.)

These big bags are very heavy.

(Bu büyük çantalar çok ağır)

The lectures were long and boring.

(Dersler uzun ve sıkıcıydı)

You should remain calm.

(Sakin kalmalısın. You zamiri nitelenir)

D’Artagnan seems hungry, tired and sad.

(Dartanyan aç, yorgun ve üzgün gözüküyor)

I feel happy today.

(Bugün kendimi mutlu hissediyorum)

 

Look görünüş, sound ses, taste tad, smell koku, feel his anlatır.

The children looks tired but happy.

(Çocuklar yorgun ama mutlu görünüyorlar)

I’ve got a new perfume. It smells good.

(Yeni bir parfüme sahibim. İyi kokuyor)

This song sounds  quite relaxing.

(Bu şarkı oldukça rahatlatıcı)

The soup tastes delicious.

(Çorba lezzetli)

The dress feels soft.

(Elbise yumuşak)


Get, become, go, grow, turn fiilleriyle sıfat kullanarak bir değişimi belirtiriz.

The room is getting cold.

(Oda soğuyor)

His face grew red.

(Yüzü kızardı. Grow ile bir değişim belirtilmiştir)

My mom went crazy.

(Annem çıldırdı)

Everything is getting expensive.

(Herşey pahalılaşıyor)

 

  1. c) Order of adjectives

 

İsimlerden önce sıfat kullandığımız zaman, varsa miktar belirten kelimeler (a, a few, a little, several, some, any, a lot of gibi) ve my, his, her gibi iyelik belirten kelimeler sıfatlardan önce gelmelidir.

An interesting film (interesting a film, değil) (ilginç bir film)

Several good men ( bir kaç iyi adam)

My new phone (benim yeni telefonum)

 

Opinion adjectives (Fikir bildiren sıfatlar) yani good, best, bad, wonderful, awful, fantastic, pretty, ugly, clean, dirty, difficult, comfortable, valuable, useful, important, evil, rich, lovely, disgusting, unusual, usual, pointless gibi sıfatlar; ölçü, renk, materyal gibi somut sıfatlardan önce gelmelidir.

A beautiful white bird (Güzel beyaz bir kuş)

A dirty big cat (Kirli büyük bir kedi)

His comfortable small car (Onun rahat küçük arabası)

 

Bir isimden önce birden fazla sıfat kullanabiliriz, fakat özellikle konuşma dilinde üçten fazla sıfatın kullanıldığı pek görülmez. Birden fazla sıfat kullandığımız zaman sıfatlar en genelden en özgül olana doğru sıralanır.

 

………….. 

I have got beautiful long black hair. (opinion + size + color)

She is wearing old American walking shoes. (age + origin + purpose)

There are a few expensive new wooden chairs in the room. (opinion + age + material)

 

 

  1. d) Predicative adjectives

    Bazı sıfatlar ise sadece predicative olarak, yani isimden sonra kullanılırlar. İsimlerin önüne gelmezler. En yaygın predicative sıfatların çoğu “a” ile başlar.

 

ablaze, afloat, afraid, alert, alike, alive, alone, ashamed, asleep, awake, aware

 

Ayrıca glad, pleased, sorry, upset, elder sıfatları da predicative sıfatlardır.

The man is afraid.   (afraid man diyemeyiz.)

(Adam korkuyor )

The house was ablaze.   (ablaze house olmaz)

(Ev yanıyor)

The little girl is asleep. (asleep little girl olmaz)

(Küçük kız uykuda)

 

  1. e) Attributive adjectives

    Bazı sıfatlar da sadece attributive olarak yani isimlerin önünde kullanılır.

 

chief, main, principal, utter, mere, only, sole, total

He is an only child. He has no brothers or sisters. (The child is only. denilmez)

This is the main problem. (This problem is main olmaz)

 

  1. f) the + adjective

 

Young, old, poor, rich, healthy, sick, elderly, living, dead, unemployed gibi bazı sıfatlar the ile kullanılarak genel anlamlı bir isim görevi yaparlar. The dead (ölü insanlar), the young (genç insanlar), the rich (zengin insanlar ), the unemployed (işsiz insanlar )

The dead can’t hear.

(Ölüler işitemez)

The rich should help the poor.

(Zenginler yoksullara yardım etmeliler)

 

 

  1. g) Negative adjectives

 

Non-, un-, in-, im-, ir-, il-, dis- ön ekleriyle bazı sıfatlar olumsuz yapılabilir.

Conscious bilinçli

Nonconscious bilinçşiz

Happy mutlu

Unhappy mutsuz

Friendly dostça

Unfriendly dostça olmayan

Pleasant hoş

Unpleasant hoş olmayan

Active aktif

Inactive aktif olmayan

Mature olgun

Immature olgunlaşmamış

Possible mümkün

Impossible mümkün olmayan

Patient sabırlı

Impatient sabırsız

Regular düzenli

Irregular düzensiz

Responsible sorumlu

Irresponsible sorumsuz

Legal yasal

Illegal yasadışı

Honest dürüst

Dishonest dürüst olmayan

Satisfied memnun, hoşnut

Dissatisfied memnuniyetsiz

 

–less son eki de olumsuz anlam verir.

careless dikkatsiz

homeless evsiz

 

Priceless ve invaluable sıfatları “paha biçilemez”, yani çok değerli anlamlarında olumlu anlamı vardır.

My gradfather gave me some priceless advice.

(Dedem bana paha biçilemez tavsiye verdi)