Ünlemler – İngilizce Kelimeler


Ünlemler – Kelimeler / Interjection – Vocabulary

İngilizce kelimeler başlığı altında farklı konular için kelime bilgisini artırmaya yönelik dersler yer almaktadır.
Aşağıda ünlem ifadeleri (interjectıon) ile ilgili kelimeleri ve örnekleri bulabilirsiniz.

I’d better get going. Cheerio!
Artık gitsem iyi olur. Hoşça kalın!

Blast! That was unlucky!
Oha! Şansa bak!

Congrats! You are pregnant.
Tebrikler! Hamilesiniz.

Gesundheit! Are you starting to get a cold?
Çok yaşa! Şifayı kaptın herhâlde?

Ahh! Nothing feels better than a nice cup of tea!
Oh be! Sıcak bir bardak çay gibisi yok!

Aşağıda cümleyi kuran kişinin düşünce ve duygularını belirtmek için kullandığı ünlemlere ve anlamlarına yer verilmiştir, inceleyiniz.

Ahem – Birisinin dikkat çekmek, varlığını belli etmek için yaptığı boğaz temizleme sesi. “Hım”

Aah – Yardım isterken ya da korkmuş birinin kullandığı ünlem “Ah”

Boo – Birisini korkutmak için kullanılan ünlem. Beğenilmeyen bir durum karşısında “yuhalama” ünlemi olarak da karşımıza çıkabilir “Böğ! – Yuh!”

Eh – Birisinin başka birinin söylediği bir şeyi duymadığında ya da anlamadığında yaptığı ünlem. “He?”

Eww – İğrenme ünlemi “İğ”

Hmm – Düşünme ya da tereddüt sırasında yapılan ses

Jeez – Bir şeye inanamadığınızda, çok kızdığınızda ya da bıkkınlık geldiğinde kullanılabilecek ünlem

Ooh-la-la – Sevdiğiniz ya da özel bir şeye karşı muzip beğenme ünlemi

Oops – Yanlışlıkla yapılan eylemler karşısında verilen ünlem ifadesi

Phew – Rahatlama ya da bir şeyin bittiğine memnun olma ünlemi

Whoa – Hayret, şaşırma ya da şaşkınlık belirten ünlem

Yahoo – Sevinç ya da mutluluk ünlemi

Yeah – Güçlü bir şekilde onaylama – doğrulama ünlemi

Yoo-hoo – Genellikle kadınlar tarafından başkalarının dikkatini cezbetmek için kullanılan ünlem “hu hu!”

Zing – Zeki ve yerinde cevaplar için kullanılan ünlem.

ah

haz, keyif ifade ederken

 

Ah, that feels awesome.
Oh, çok iyi geldi.

 

idrak, anlama ifade ederken

 

Ah, I see.
He, anladım.

 

kabullenme ifade ederken

 

Ah well, it won’t help anyway.
Neyse, zaten işe yaramazdı.

 

şaşırma ifade ederken Ah! We have won!
Aa! Biz kazandık!

alas

üzüntü, keder ya da acıma ifade ederken Alas, my dog’s dead now.
Ne yazık ki köpeğim öldü.

dear

acıma, merhamet ifade ederken

 

Oh dear! Are you hurt?
Aman! bir yerine bir şey oldu mu?

 

şaşırma, hayret ifade ederken Dear me! That’s  impossible!
Hadi canım! İmkânsız bu!

eh

bir şeyin tekrar söylenmesi istenildiğinde

 

It’s her birthday today. Bugün doğum günü.
Eh? Ha?
I said it’s her birthday today. Bugün onun doğum günü dedim.

 

soru sorarken

 

What kind of name is that, eh?
Ne biçim isim o, he?

 

şaşırma, hayret ifade ederken

 

Eh! For real?
Ha! Harbiden mi?

 

onay alma, katılma sorgularken Let’s swim, eh?
Yüzelim mi, he?

er

tereddüt, belirsizlik ifade ederken

 

Riga is the capital of…er… Latvia.
Riga… ah şeyin… Letonya’nın başkentiydi.

 

hello, hullo

selamlama ifade ederken

 

Hello Nick. How are you today?
Selam Nick. Bugün nasılsın?

 

şaşırma, hayret ifade ederken Hello! That was mine!
Alo! O benimdi!

hey

dikkat çekerken

 

Hey! Take a look at that!
Hey! Şuna bir bak!

 

duyguları ifade ederken Hey! What a brilliant idea!
Vay! Süper bir fikir!

hi

selamlama ifade ederken Hi! What’s up?
Selam, n’aber?

hmm

tereddüt, şüphe ya da uyuşmazlık ifade ederken Hmm. I’m not quite sure.
Hım, çok emin değilim.

oh, o

şaşırma, hayret ifade ederken

 

Oh! There you are!
Ah! İşte buradaymışsın!

 

acı ifade ederken

 

Oh! I’ve got a headache.
Of! Başım ağrıyor.

 

yalvarma, rica etme ifade ederken Oh, please do it, for me!
Oh, lütfen yap, benim için!

ouch

acı ifade ederken Ouch! That really hurts!
Ahh! Çok acıyor!

uh

çekimserlik, tereddüt ifade ederken Uh…I honestly have no idea.
Aa…  gerçekten hiçbir fikrim yok.

uh-huh

anlaşma, kabullenme ifade ederken Should we go? / Uh-huh.
Gidelim mi? / Hı hı.

um, umm

tereddüt, düşünme ifade ederken 144 divided by 12 is…um…12.
144’ü 12’ye bölersek… ııı. 12 yapar

well

şaşırma ifade ederken

 

Well I’ll be damned!
Yok artık!

 

söz söylerken, beyanda bulunurken Well, what are the results?
Ee, sonuçlar ne?