Advice-Modals Olumlu, Olumsuz ve Soru Cümleleri


Tavsiye bildiren modal listesi aşağıdaki gibidir.

a) SHOULD:

SHOULD Olumlu cümleler:

You are ill. You should go to the doctor.

( Hastasın. Doktora gitmelisin.)

He should study French to go to France.

( Fransaya gitmek için Fransızca çalışmalı.)

They should work hard to make living.

( Para kazanmak için sıkı çalışmalı.)

You should rest to feel better.

( Daha iyi olmak için dinlenmelisin.)

You should visit your grandparents.

(Büyükaileni ziyaret etmelisin.)

SHOULD Olumsuz cümleler:

You have sore throat. You shouldn’t drink cold water.

( Boğazın ağrıyor. Soğuk su içmemelisin.)

I have an exam tomorrow. I shouldn’t go to bed late.

( yarın sınavım var. Geç uyumamalıyım.)

Students shouldn’t make noise in the lesson.

( öğrenciler derste gürültü yapmamalılar.)

You shouldn’t get up late on weekdays.

( hafta içi geç kalkmamalısın.)

They shouldn’t keep the house untidy.

( Evi kirli bırakmamalılar.)

SHOULD Soru cümleleri:

Should you go to bed late? No, I shouldnt.

( Geç uyumalı mısın? Hayır uyumamalıyım.)

Should you study hard to graduate from the university? Yes, I should.

( Üniversiteden mezun olmak için çok çalışmalımısın?  Evet, çok çalışmalıyım.)

What should I do to lose weight? You should eat less.

( Kilo vermek için ne yapmalıyım. Az yemelisin.)

How should I study to improve my English? You should watch English films.

( İngilizcemi geliştirmek için nasıl çalışmalıyım? İngilizce filmler izlemelisin.)

 

b) OUGHT TO

Tavsiye verirken, neyin yapılmasının uygun olduğunu anlatırken kullanılır. Ancak should kadar yaygın bir kullanımı yoktur.

OUGHT TO Olumlu cümleler:

She ought to earn money.

(O para kazanmalı.)

They ought to  go to school.

( Onlar okula gitmeli.)

We ought to teach English.

( Biz İngilizce öğretmeliyiz.)

You ought to pay the bill.

( hesabı ödemelisin.)

They ought to see the dentist.

( onlar diş doktorunu görmeliler.)

OUGHT TO Olumsuz cümleler:

He oughtn’t go to that hospital.

(O, o hastaneye gitmemeli.)

I oughtn’t to call them.

( Onları aramamalıyım.)

It oughtn’t to bite people.

( O insanları ısırmamalı.)

You oughtn’t to be out for a long time.

( Uzun süre dışarıda kalmamalısın.)

She oughtn’t be late again.

( Bir daha geç kalmamalı.)

OUGHT TO Soru cümleleri:

What ought you do when you are ill? I ought to rest.

( Hastayken ne yapmalısın? Dinlenmeliyim.)

Ought you study hard to be a teacher? Yes , I ought to.

( Öğretmen olmak için çok çalışmalımısın? Evet çalışmalıyım.)

Ought they play football to be a footballer? Yes, they ought to.

( Futbolcu olmak için futbol oynamalılar mı ? Evet oynamalılar.)

 

c) SHALL I ?

Birisine akıl sorarken kullandığımız yapıdır.

Shall I use that medicine after I eat something?

( Bu ilacı bir şeyler yedikten sonra mı kullanmalıyım?)

Shall I put the meat in the fridge?

( Eti buzdolabına mı koymalıyım?)

How shall I use this medicine?

( Bu ilacı nasıl kullanmalıyım?)

Shall I talk about this problem?

( Bu problem hakkında konuşmalımıyım?)

 

d) HAD BETTER: “yapsan iyi olur, iyi olacak” anlamında kuvvetli tavsiye verirken kullanılır. Olumsuzu “had better not” şeklindedir. Yapmazsan kötü olur gibi bir anlamı vardır.

HAD BETTER Olumlu cümleler:

You had better stop smoking.

( Sigarayı bıraksan iyi olur.)

We’d better set off now, or we’ll misss the bus.

(Şimdi yola çıksak iyi olur yoksa otobüsü kaçırırız)

She’d better apologise to her brother.

(Kardeşinden özür dilese iyi olur)

You had better drink herbal tea.

( Bitki çayı içsen iyi olur.)

They had better revise the lesson.

( Dersi tekrar etseler iyi olur.)

I had better visit them instead of calling.

( Aramak yerine ziyaret etsem daha iyi olur.)

HAD BETTER Olumsuz cümleler:

The children had better not go out now. It’s snowing

(Çocuklar şimdi dışarı çıkmasa iyi olur. Kar yağıyor)

I’d better not eat any more cake.

(Biraz daha kek yemesem iyi olacak)

She had better not play a lot. It is out of order.

( Onunla oynamasa iyi olacak. O bozuk.)

They had better not go with Brian.

( Brian’la gitmeseler iyi olacak.)

We had better not make a noise in the class.

( Sınıfta gürültü yapmasak iyi olacak.)

HAD BETTER Soru cümleleri:

“Had I better speak to Boss now?” “Yes, you had better. He’s in his room.

(Patronla şimdi görüşsem iyi olur mu? Evet iyi olur. Odasında.)

Had they better study hard? Yes, they had better.

( onlar daha çok çalışsa iyi olur mu ? Evet iyi olur.)

Had we better  visit them? No, we had better not.

( Onları ziyaret etsek daha iyi olur mu? Hayır daha iyi olmaz.)

What had I better do for Spanish? You had better practice a lot.

( İspanyolca için ne yapsam daha iyi olur? Daha fazla pratik yapsan daha iyi olur.)

When had I better to call you? In the morning.

( Ne zaman sizi arasam daha iyi olur? Sabah.)