TEEN: genç
HIKING: yürüyüş yapma
BOSSABALL: şişme trambolin üerinde oynanan plaj futbolu
ZORBING: büyük plastik top içine girerek yapılan eğlence
MOUNTAIN BIKING: dağ bisikleti
SNOWSHOEING: kar yürüyüşü
SNOW TUBING: şişme kar kıağı
EXCITING: heyecan verici
INTERESTING: ilginç
UNUSUAL: olağandışı
TRENDY: son moda
RIDICULOUS: gülünç, saçma
BORING: sıkıcı
TRY: denemek
HANDLEBAR: bisiklet direksiyonu
BRAKE LEVER: fren tutacağı
SEAT: bisiklet ourağı
FRAME: bisiklet kadrosu
BRAKE: fren
MUDGUARD: çamurluk
GEAR: vites
CHAIN: zincir
TIRE: tekerlek
HANG OUT: dışarıda takılmak
RIVERSIDE: nehir kenarı
NEIGHBORHOOD: çevre, komşular
CYCLING: bisiklete binme
FIX: tamir etmek
JOGGING: hafif koşu
ALWAYS: daima
USUALLY: genellikle
OFTEN: sık sık
SOMETIMES: bazen
HARDLY EVER: hemen hemen hiç
NEVER: asla
EARLY: erken
LATE: geç
TEENAGER: genç
ENERGETIC: enerjik
FUN: eğlenceli
LOUD: gürültülü
UNBEARABLE: dayanılmaz, katlanılmaz
I CAN’T STAND: dayanamıyorum
TERRIFIC: müthiş
IMPRESSIVE: etkileyici
PREFER: tercih etmek
WEAR: giymek
FASHION CLOTHES: moda kıyafetler
CASUAL CLOTHES: günlük kıyafetler
HOW OFTEN: ne sıklıkla?
JUNK FOOD: abur cubur
LEAVE: terketmek, ayrılmak
UNTIDY: dağınık
EVERY DAY: her gün
ONCE A MONTH: ayda 1 kez
TWICE A WEEK: haftada 2 kez
THREE TIMES A WEEK: haftada 3 ke
RIDE A BIKE: bisiklet binmek
SING: şarkı söylemek
CHOIR: koro
WASH THE DISHES: bulaşıkları yıkamak
TO BE HONEST:dürüst olmak gerekirse
MARTIAL ART: dövüş sporu
TUTOR: özel öğretmen