İngilizcede Gelecek Zamanın Kullanımı


Use of the Future Tenses / İngilizcede Gelecek Zamanın Kullanımı

1-      Geleceğe yönelik bir tahminde bulunuyorsak “will” ya da “be going to” kullanabiliriz. (prediction)
There will / is going to be a fall in prices before the elections. / Fiyatlarda seçimlerden önce bir düşüş olacak.
According to the weather report, it will / is going to rain tomorrow. / Hava tahminlerine göre yarın yağmur yağacak.
You will / are going to have an accident if you don’t drive more carefully. / Eğer daha dikkatli sürmezsen kaza yapacaksın.

2-      Ancak planlanmış, önceden tasarlanmış bir durum ya da eylemden söz edeceksek yalnızca “begoingto” kullanmamız gerekir. Ancak bu kullanım cansız varlıklar için uygun değildir. (prior plan)
> Why have you bought too many chocolate bars? / Neden bu kadar çok çikolata aldın?
> I’m going to make a chocolate cake. / Çikolatalı kek yapacağım.
Why is your son saving money? / Oğlun neden para biriktiriyor?
He is going to buy that remote control boat he saw yesterday. / Dün gördüğü o uzaktan kumandalı gemiyi alacak.

3-      Yeni haberdar olduğumuz bir konuda yapmaya istekli olduğumuz eylem ya da durumlar için ise “will” kullanılır. (willingness)
> The guests are coming in an hour and the dishes need washing but I have a lot of other things to do. / Misafirler bir saate geliyorlar, bulaşıkların yıkanması gerek ama daha benim yapacak bir sürü başka işim var.
> Don’t worry. I’ll wash the dishes. / Merak etme, ben yıkarım bulaşıkları.
I don’t have enough money with me. / Yanıma fazla para almamışım.
No problem. I’ll lend you some. / Sorun değil, ben ödünç veririm.
> I have a bad headache. / Başım çok ağrıyor.
> Wait here. I’ll bring you an aspirin for you. / Bekle ben sana bir aspirin getireyim.
Burada dikkat edilmesi gereken “will” ile kurulan bu cümlelerin Türkçe ’ye nasıl çevrildiğidir. “Yıkayacağım, ödünç vereceğim veya getireceğim” biçimde değilyıkarım, ödünç veririm ve getireyim” olarak aktarılmıştır.

4-       Bir olay ve durumun gerçekleşeceğine dair belirtiler varsa o zaman “goingto” kullanımı daha uygun düşer. Örnek verecek olursak;
It’s freezing out there. It’s going to snow. / Hava buz gibi. Kar yağacak.
Wild berry shrubs have been blossoming for a few weeks now and it looks like we’re going to get a good harvest of blueberries this year. / Yaban mersini çalıları bir haftadır açıyor, bu gidişle bu sene mavi mersininden iyi ürün alacağız.

5-      “Tomorrow, next week, next month, next winter, in three days, in five minutes, five days from now, two years from now, soon” gibi zaman zarfları bu zamanlarla yaygın olarak kullanılan zarflardır.
Tomorrow is a public holiday, so I won’t go to school. / Yarın resmi tatil olduğu için okula gitmeyeceğim.
I will graduate in a year. / Bir yıl sonra mezun olacağım.
I will take an exam next month. / Önümüzdeki ay bir sınavım var.
Five years from now, I’ll buy a new a car./ Bundan beş sonra yeni bir araba alacağım.

Bunun yanı sıra cümlenin kurulduğu yani içinde bulunulan zaman göre gelecek zaman ifade eden diğer pek çok zarf da bu zamanlarla kullanılabilir. Örneğin;
(In the evening – Akşamleyin)
I’m going to watch the evening news. / Akşam haberlerini dinleyeceğim.
I’m not going to have dinner this evening. / Bu akşam yemek yemeyeceğim.

6-      “Was – were going to” yapısı “am – is – are going to” yapısının geçmiş halidir. Anlam olarak ise geçmişte planlanan, niyet edilen ama çeşitli nedenlerle gerçekleştirilemeyen eylemler ya da gerçekleşmeyen durumları kapsar.
Peter and I were going to visit our old friends from high school, but just as we were leaving home, some guests arrived, so we couldn’t. / Peter ve ben liseden eski okul arkadaşlarımızı ziyarete gidecektik ama tam evden çıkarken misafirler geldi, gidemedik.
We were going to have dinner in Red Square but it was closed due to a demonstration. / Kızıl Meydan’da akşam yemeği yiyecektik ama bir gösteri nedeniyle kapatılmıştı.