Akıcı bir İngilizceye sahip olmak için yurt dışına çıkmak maalesef herkes için her zaman en makul adım olarak karşımıza çıkmıyor. Bu sebeple konuşmanızda akıcılığa ulaşmanız için evinizde uygulayabileceğiniz önerileri sizler için hazırladık.
Bir ya da iki saat bir kitabın yüzüne bakarak yabancı dil öğrenmeyi unutun. Her ne kadar bu yöntem imkansız olmasa da bizce gerçekçi değil. Akıcılık için o dile olan aşinalığınızı artırmak ilk önceliğiniz olmalı. Etrafınızı ve gününüzün her anını İngilizce ile doldurabilmeniz için birkaç öneri:
İngilizcede akıcı bir konuşmaya sahip olmak bir gecede olacak bir şey değil. Bunun için biraz dil bilgisi de bilmek gerektiği bir gerçektir. İngilizce kaynaklar okuyarak hem yeni kelimeler öğrenir hem de doğru kullanım ve cümle yapılarını görme şansı elde edersiniz. Ayrıca İngilizce yazmaya çalışarak kendi doğru cümlelerinizi yazmaya ve doğru dil bilgisi kullanmaya önem verebilirsiniz. İngilizce bütün becerilerinizi geliştirmek akıcılığınıza da katkı sağlayacaktır.
Öğrenmeye çalıştığınız dili kullanmaktan çekinmeyin. Utangaç olmak yerine İngilizce bilen ya da sizin gibi öğrenmeye çalışan kişilerle İngilizce konuşmaya çalışın. Onlar da sizin kadar alıştırma yapmaya hevesli olacaklardır.
Sadece İngiliz ya da sadece Amerikan İngilizcesi dinlemek / izlemekten kaçının. Farklı aksanlara özellikle kullanım, sözcükler ve farklı deyimlere aşina olmanız dili anlamanızda ve İngilizcenizi geliştirmenizde size yardımcı olacaktır.
Kendi kendinize konuşmaya çekiniyorsanız bir topluluk önünde nasıl konuşacaksınız? Sesli İngilizce düşünmeyi ya da şarkı söylemeyi deneyebilirsiniz. Yaptığınız şeyleri o esnada İngilizce olarak anlatabilirsiniz. Örneğin yemek yaparken bunu denediğinizde, yeme içme ve mutfakla ilgili kelime ve fiilleri bilip bilmediğinizi ve ne kadar başarılı olduğunuzu görebilirisiniz.
Bir önceki tavsiyeye benzer olmakla birlikte İngilizce sesli okuyarak kendinizi konuşma açısından geliştirebilirsiniz. Doğru ve iyi yazılmış İngilizce metinleri okuyarak İngilizcede cümlelerin nasıl bir yapıya ve doğaya sahip olduklarını daha iyi anlayabilirsiniz. Bu yöntem size ayrıca yeni kelimeler de kazandıracaktır.
Ana dili İngilizce olan konuşmacıları ve kendi konuşmalarınızı kayıt etmek de İngilizcede akıcılığa sahip olmakta yararlı olabilir. Anadil konuşurunun konuşmasını daha sonra taklit etmeye çalışmak bir önceki tavsiyemizin sonuçlarına benzer faydalar sağlayacaktır. Sonuç olarak bu yöntem çocukların ana dillerini öğrenmeleri sürecinde yaşananlardan çokta farklı değildir. Aksan, sesletim, vurgu ve tonlamadaki farklılıkları dikkate alarak kendinizi bu konuda iyileştirmeyi deneyebilirsiniz.
Her dil kendine has seslere sahiptir. Çıkarmakta zorlandığınız sesleri belirleyerek tekerleme, o sesi içeren kelime listeleri ya da bu tarz alıştırmalara yönelik internet siteleri ile bu sesler üzerine yoğunlaşmayı deneyebilirsiniz.
Öğrenmeye çalıştığınız dili bir başkasına öğretmeye çalışmak sizi konuşmaya daha çabuk alıştıracaktır. Sadece basit kelimeleri, cümle ve kullanımları öğretmeye çalışmak bile İngilizceyi öğrettiğiniz kişi ile birlikte pratik yapma olanağı yaratacaktır.
Her şeyi ana dilinize tercüme etmekten vazgeçin. Bunun eksileri artılarından daha çoktur ve her ne kadar bazen gerekli olsa da bu şekilde akıcılığa giden yolda önünüze duvar örüyor olabilirsiniz. Sürekli ana dilinizde karşılık bulmaya çalışarak hem konuşmanızı yavaşlatırsınız hem de sorulara cevap vermede normalden daha uzun sürelere ihtiyaç duyarsınız. Akıcılığa ulaşmak için gerekli dil yetilerinizi geliştirmek için çevirmekten vazgeçmeyi denemelisiniz. Diller farklı cümle yapıları, kullanım ve kurallara sahiptirler. İngiliz ve Amerikan İngilizceleri arasında bile aynı nesne için farklı kelimeler kullanılabildiğini unutmayın.
Bunların yanı sıra hata yapmaktan korkmamak da en az yukarıda verilen tavsiyeler kadar önemlidir. Hataların öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu ve herkesin (ana dili İngilizce olanların bile) hata yaptığını unutmayın!