İngilizce kelimeler başlığı altında farklı konular için kelime bilgisini artırmaya yönelik dersler yer almaktadır.
Aşağıda argument ile birlikte kullanılan kelimeler (collocations of argument) ile ilgili hazırladığımız örnekleri bulabilirsiniz.
argument (disagreement) |
tartışma, anlaşmazlık |
FİİLLERLE KULLANIMI |
|
become involved in argument | tartışmaya girmek |
cause argument | tartışmaya sebep olmak |
cut short argument | tartışmayı yarıda kesmek, kısa kesmek |
end argument | tartışmayı bitirmek |
engage in argument | tartışmaya dahil olmak, karışmak |
enter into argument | tartışmaya girmek |
get into argument | tartışmaya kalmak, girmek |
give rise to argument | tartışmaya yol açmak, sebebiyet vermek |
have argument | tartışma yapmak |
hold argument | tartışmak, tartışma halinde olmak |
provoke argument | tartışmayı körüklemek, neden olmak |
put an end to argument | tartışmaya bir son vermek |
settle argument | tartışmayı yatıştırmak, anlaşmazlığı tatlıya bağlamak |
start argument | tartışma başlatmak |
take part in argument | tartışmada yer almak |
argument arises | tartışma doğar |
argument breaks out | tartışma çıkar |
argument goes on | tartışma devam eder |
SIFATLARLA KULLANIMI |
|
acrimonious argument | sert, şiddetli tartışma |
bitter argument | amansız tartışma |
endless argument | bitmeyen, sonu olmayan tartışma |
ferocious argument | hiddetli, sert tartışma |
fierce argument | şiddetli, kızgın tartışma |
friendly argument | dostane, arkadaşça tartışma |
fruitless argument | sonuçsuz tartışma |
furious argument | öfkeli tartışma |
futile argument | beyhude, yok yere tartışma |
heated argument | hararetli tartışma |
lively argument | canlı, ateşli tartışma |
loud argument | yüksek sesli tartışma |
never-ending argument | sonu gelmeyen tartışma |
noisy argument | gürültülü, şiddetli tartışma |
pointless argument | anlamsız tartışma |
serious argument | ciddi tartışma |
silly argument | aptalca tartışma |
stupid argument | salakça tartışma |
unpleasant argument | tatsız tartışma |
violent argument | şiddetli tartışma |
argument (reasoning) |
iddia, sav, tez |
FİİLLERLE KULLANIMI |
|
accept argument | iddiayı, savı, tezi kabul etmek |
acknowledge argument | iddiayı, savı, tezi kabullenmek, doğruluğunu ikrar etmek |
add weight to argument | iddiayı, savı, tezi desteklemek, kuvvetlendirmek |
advance argument | iddiayı, savı, tezi geliştirmek |
agree with argument | iddiaya, sava, teze katılmak |
be backed by argument | iddia, sav, tez tarafından desteklenmek |
brush aside argument | iddiayı, savı, tezi bir kenara atmak, görmezden gelmek |
check argument | iddiayı, savı, tezi kontrol etmek |
cite argument | iddia, sav, tezden alıntı yapmak |
clinch argument | iddiayı, savı, tezi sonuca bağlamak, nihayete erdirmek |
confuse argument | iddiayı, savı, tezi karıştırmak |
counter argument | iddiaya, sava, teze karşı çıkmak, karşı iddia, sav, tez öne sürmek |
deal with argument | iddia, sav, tez ile ilgilenmek, ele almak |
deny argument | iddiayı, savı, tezi inkar etmek |
dismiss argument | iddia, sav, tez ile ilgilenmemek, ele almamak |
employ argument | iddiayı, savı, tezi kullanmak |
express argument | iddiayı, savı, tezi ifade etmek, açıklamak |
grasp argument | iddiayı, savı, tezi anlamak, kavramak |
invalidate argument | iddiayı, savı, tezi |
invoke argument | iddiayı, savı, tezi çürütmek |
keep to argument | iddiaya, sava, teze bağlı, sadık kalmak |
look into argument | iddiayı, savı, tezi incelemek, araştırmak |
offer argument | iddia, sav, tez öne sürmek |
raise argument | iddia, sav, tez ortaya atmak |
refute argument | iddia, sav, tez öne sürmek |
reinforce argument | iddiayı, savı, tezi yalanlamak, çürütmek |
reject argument | iddiayı, savı, tezi reddetmek, kabul etmemek |
repeat argument | iddiayı, savı, tezi yinelemek, tekrar etmek |
support argument | iddiayı, savı, tezi desteklemek |
test argument | iddiayı, savı, tezi denemek, test etmek |
undermine argument | iddiayı, savı, tezi zayıflatmak |
unravel argument | iddiayı, savı, tezi çözmek, açıklığa kavuşturmak |
use argument | iddiayı, savı, tezi kullanmak |
voice argument | iddiayı, savı, tezi dile getirmek, dillendirmek, söylemek |
argument centres round sth | iddia, sav, tez bir şeyin etrafında, çevresinde yoğunlaşır, gelişir |
argument fails | iddia, sav, tez çöker, çürür |
argument is sustained by sth | iddia, sav, tez bir şey tarafından desteklenir |
argument makes sense | iddia, sav, tez anlaşılır, kavranabilir olur |
argument rests on sth | iddia, sav, tez bir şeye dayanır, üzerine kurulur |
SIFATLARLA KULLANIMI |
|
balanced argument | dengeli iddia, sav, tez |
basic argument | temel iddia, sav, tez |
biased argument | önyargılı iddia, sav, tez |
classic argument | klasik, tipik iddia, sav, tez |
cogent argument | ikna edici iddia, sav, tez |
complicated argument | karmaşık iddia, sav, tez |
convincing argument | inandırıcı iddia, sav, tez |
dangerous argument | tehlikeli iddia, sav, tez |
detailed argument | detaylı iddia, sav, tez |
down-to-earth argument | gerçekçi iddia, sav, tez |
dubious argument | şüpheli, ikircikli iddia, sav, tez |
effective argument | etkili iddia, sav, tez |
evasive argument | kaçamak, kesin olmayan iddia, sav, tez |
fair argument | doğru kabul edilebilir iddia, sav, tez |
false argument | yanlış iddia, sav, tez |
familiar argument | bildik, aşina iddia, sav, tez |
feeble argument | zayıf, etkin ve iyi olmayan iddia, sav, tez |
flimsy argument | çürük iddia, sav, tez |
forceful argument | güçlü iddia, sav, tez |
impassioned argument | tutkulu, ateşli, iddia, sav, tez |
incomprehensible argument | anlaşılmaz iddia, sav, tez |
inconclusive argument | sonuçsuz iddia, sav, tez |
indefensible argument | savunulamaz iddia, sav, tez |
ingenious argument | dâhice, yaratıcı iddia, sav, tez |
irrefutable argument | reddedilemez iddia, sav, tez |
lame argument | inandırıcı olmayan, zayıf, yetersiz iddia, sav, tez |
legitimate argument | mantıklı, akla uygun, kabul edilebilir iddia, sav, tez |
logical argument | mantıklı iddia, sav, tez |
lucid argument | anlaşılması kolay iddia, sav, tez |
ludicrous argument | gülünç, komik, mantıksız iddia, sav, tez |
misleading argument | yanıltıcı iddia, sav, tez |
novel argument | yeni, alışılmamış, daha önce benzeri olmayan iddia, sav, tez |
obscure argument | belirsiz iddia, sav, tez |
persuasive argument | ikna edici iddia, sav, tez |
plausible argument | akla yatkın, makul iddia, sav, tez |
powerful argument | güçlü iddia, sav, tez |
preposterous argument | saçma, mantıksız iddia, sav, tez |
rational argument | akılcı, akıl, izan çerçevesinde olan iddia, sav, tez |
realistic argument | gerçekçi iddia, sav, tez |
reasonable argument | akla yatkın iddia, sav, tez |
reasoned argument | gerekçeli iddia, sav, tez |
shaky argument | zayıf, kötü, cılız iddia, sav, tez |
shallow argument | ciddi düşünceden yoksun, üstünkörü, sığ iddia, sav, tez |
silly argument | aptal iddia, sav, tez |
solid argument | elle tutulur, kayda değer, inandırıcı iddia, sav, tez |
sound argument | akla yatkın iddia, sav, tez |
spurious argument | sahte, aldatıcı iddia, sav, tez |
straightforward argument | anlaşılması kolay, basit iddia, sav, tez |
strange argument | garip iddia, sav, tez |
strong argument | güçlü iddia, sav, tez |
unconvincing argument | inandırıcı olmayan iddia, sav, tez |
unfamiliar argument | aşina olunmayan, yeni iddia, sav, tez |
weak argument | zayıf iddia, sav, tez |
weighty argument | önemli ve ciddi iddia, sav, tez |
well-founded argument | sağlam temelli iddia, sav, tez |
DİĞER KULLANIMLARI |
|
basis of argument | iddianın, savın, tezin temeli |
cogency of argument | iddianın, savın, tezin inandırıcılığı, ikna ediciliği |
essence of argument | iddianın, savın, tezin özü |
flaw in argument | iddiadaki, savdaki, tezdeki zaaf, kusur, hata |
force of argument | iddianın, savın, tezin gücü |
gist of argument | iddianın, savın, tezin ana hattı, temeli, esası |
merits of argument | iddianın, savın, tezin meziyeti, fazileti |
strength of argument | iddianın, savın, tezin gücü, güçlü yanları |
substance of argument | iddianın, savın, tezin özü, esası, ana fikri |
thread of argument | iddianın, savın, tezin ilişkisi, bağı |