– There is some tea for breakfast, but there aren’t any eggs.
(Kahvaltı için biraz çay var ama hiç yumurta yok.)
– How many tomatoes are there?
(Kaç tane domates var?)
– I like pancakes, but I don’t like omelette.
(Krep severim, ama omlet sevmem.)
– How much cheese is there for breakfast?
(Kahvaltı için ne kadar peynir var?)
– Do you need honey and bread?
(Bal ve ekmeğe ihtiyacın var mı?)
– There aren’t any olives. Can you buy some?
(Hiç zeytin yok. Biraz alabilir misin?)
– Is there any jam?
(Hiç reçel var mı?)
– I eat cereal for breakfast.
(Kahvaltıda mısır gevreği yeirm.)
– Would you like to eat croissant?
(Kruvasan yemek ister misin?)
– Do you want a cup of coffee?
(Bir fincan kahve ister misin?)
– I want to drink a glass of milk.
(Bir bardak süt içmek istiyorum.)
– Different nationalities eat different things for brreakfast.
(Farklı milletler kahvaltıda farklı şeyler yerler.)
– I need some flour, sugar and salt.
(Biraz un, şeker ve tuza ihtiyacım var.)
– Can you please buy a bar of chocolate?
(Lütfen bir kalıp çikolata alabilir misin?)
– Drink eight glasses of water everyday.
(Her gün sekiz bardak su iç.)
– I want to buy three kilos of potatoes.
(Üç kilo patates almak istiyorum.)
– There are a lot of olives on the table.
(Masada çok zeytin var.)
– There is a little cheese.
(Biraz peynir var.)
– There are a few eggs, but they’re enough to make a cake.
(Biraz yumurta var ama kek yapmak için yeterli.)
– How much olive oil do you want?
(Ne kadar zeytinyağı istiyorsun?)
– There isn’t any milk in the bottle.
(Şişede hiç süt yok.)
– There is a little water in the jug.
(Sürahide biraz su var.)
– Are there any bananas in the fridge?
(Buzdolabında hiç muz var mı?)
– Is there any jam in the jar?
(Kavanozda hiç reçel var mı?)
– How much honey is there for breakfast?
(Kahvaltı için ne kadar bal var?)
– There are lots of cucumbers, please don’t buy any.
(Çok salatalık var, lütfen hiç salatalık alma.)
– Children love chocolate hazelnut cream.
(Çocuklar çikolata fındık kremasını çok severler.)
– We eat salami and sausages for breakfast.
(Kahvaltıda salam ve sosis yeriz.)
– On cold, snowy days, I have soup for breakfast.
( Soğuk, karlı günlerde kahvaltıda çorba içerim.)