Aşağıda hava ve hava durumu ile ilgili İngilizce kelimelere ve Türkçe karşılıklarına yer verilmiştir.
air conditioner
klima
air-conditioned
klimalı
avalanche
çığ
below freezing
sıfırın altında
blizzard
kar fırtınası
boiling hot
hamam, cehennem gibi
breeze
esinti
Celsius
Santigrat
chilly
serin, soğuk
clear
açık, bulutsuz
cloudy
kapalı, bulutlu
cold spell
soğuk dönem, hava dalgası
cool
serin
degree
derece
drizzling
çiseleme (yağmur)
drought
kuraklık
Fahrenheit
Fahrenhayt
flood
sel
flurries (scattered)
ince ince yağan kar
fog / foggy
sis / sisli
forecast
hava tahmini
freezing cold
dondurucu soğuk
frost
don, kırağı
frostbite
soğuk ısırması, donma, soğuktan uyuşma
hail
dolu
heat stroke
sıcak çarpması
heat-wave
sıcak dalgası
humid / humidity
nem / nemlilik
hurricane
kasırga, hortum
icy
buzlu, kaygan
lightning
şimşek, yıldırım
mild
ılık, ılıman
meteorologist
meteoroloji uzmanı
minus / negative
sıfırın altında / eksi
overcast
kapalı
partly cloudy
parçalı bulutlu
precipitation
yağış miktarı
puddle
su birikintisi
rain / rainy
yağmur, yağmurlu
raindrop
yağmur damlası
rainbow
gökkuşağı
raining cats and dogs
bardaktan boşanırcasına
scorching / scorcher
kavurucu
season
mevsim
shower
sağanak
sleet
sulu kar
slush / slushy
erimeye başlamış / sulu, yumuşamış (kar)
smog
kirli hava kütlesi
snow / snowy
kar / karlı
snowstorm
kar fırtınası
sun / sunshine / sunny
güneş / günışığı / güneşli
sunburn
güneş yanığı
sunglasses / shades
güneş gözlüğü
suntan / tanned
bronz, bronzlaşmış
sunscreen / suntan lotion
güneş kremi, losyonu
temperature
sıcaklık
thermometer
ısı ölçer, termometre
thunder / thunderstorm
gök gürlemesi / gök gürültülü fırtına
tornado / cyclone
hortum, kasırga / siklon
umbrella
şemsiye
ultraviolet (UV) rays
morötesi, ultraviyole ışınlar
wind / windy
rüzgar / rüzgarlı
wind chill factor
rüzgarın soğutma etkisi
Hava ile ilgili İngilizce Cümleler ve Türkçeleri
Outside it was cold and windy.
Dışarısı soğuk ve rüzgarlıydı.
I left my umbrella on the bus yesterday.
Dün şemsiyemi otobüste unutmuşum.
She’s trying to get a really deep suntan.
İyice bronzlaşmaya çalışıyor.