İngilizce Konuşurken Akıcılık Sağlayan 6 Önemli İfade


İngilizce Konuşurken Akıcılık Sağlayan 6 Önemli İfade

 

received_10206775245073706

Konuşurken bilerek veya bilmeyerek konuşmamızı sekteye uğratacak veya karşımızdaki bizimle konuşmaktan caydıracak hatalar yapabiliriz. İngilizcede akıcı konuşmanın temelinde tavırların, vücut dilinin, geleneklerin ve iletişimin diğer görünmeyen unsurlarının etkili olduğunu unutmamalıyız. Eğer İngilizce konuşurken akıcılığı bozan unsurların farkına varırsak ve konuşmayı kurtaracak çok önemli ifadeleri öğrenirsek konuşmadaki akıcılığımızın önemli oranda iyileşmesine tanık olabiliriz.

Öncelikle konuşurken anlamadığımızda genel olarak çoğumuzun yaptığı ve konuşmayı bitiren veya karşımızdaki muhatabımızın cesaretini kıran tepkilere bakalım:

“What?”
“I didn’t/don’t Understand”
“mhhhh?” veya başka garip sesler
Kafası karışmış/şaşkın bakış
Konuşana yönelik korkuyu veya hayal kırıklığını ifade eden vücut dili
Bir başkasının yardımını aramak (başlangıç seviyesinde olanlar)

İngilizce öğrenen bir kişi olarak bu ifadeleri kullanmaktan kaçınmalısınız. Çünkü bu ifadeler bilerek veya bilmeyerek nezaketsiz, rahatsız edici ve konuşmayı engelleyici olarak algılanırlar. Tepkilerinizde dil bilgisi açısından doğru olsanız bile bu ifadeler konuşmada rahatlık vermezler ve akıcı iletişime yardımcı olmazlar.

Konuşurken Aktif Olmanızı Sağlayan ve Akıcılığı Bozmadan Artıran İfadeler

1. Sorry?/ Excuse Me?/ Pardon?
Söylenenler anlaşılmadığında genellikle bir panik tepkisi olarak “What” ifadesini kullanırız. Bu bir ölçüde kaba bir tepkidir. Karşıdakine sanki söylediği yanlışmış hissini verir. Bunun yerine Sorry? veya Excuse Me? veya Pardon? İfadelerini kullanarak daha nazik olabilir ve karşımızdaki kişiyi iletişime devam etme konusunda cesaretlendirebiliriz.
2. Can you repeat that? / Can you speak slower (veya more slowly)?
Hala anlayamıyorsanız bu ifadeler size duymak için ikinci bir şans verirler. Can you repeat that? (Tekrarlayabilir misiniz?) veya Can you speak slower? (Daha yavaş konuşabilir misiniz?) ifadeleri söylenenleri tekrardan duymak istediğinizi veya daha yavaş konuşulduğunda anlayabileceğinizi karşı tarafa bildiren son derece etkin ve nazik iki ifadedir.
3. What does “anlamadığınız kelime(ler)” mean?
Bazen bir kelimeyi anlayamamak bütün anlamı kaçırmakla sonuçlanabilir. “O kelime nedir, anlamı neydi” diye düşünüp kalmak yerine doğrudan sorabilirsiniz. Bu iletişimin kesilmeden devam etmesini sağlayacak hatta yeni bir kelime öğrenmenize imkan verecektir.
4. How do you say “anlamadığınız kelime(ler)”?
Bir kelimeyi İngilizcede söyleyemediğinizde kafa karışıklığına düşmeniz gerekmez. Karşınızdaki kişi sizin dilinizi biliyorsa (örneğin ders hocanız olabilir) “How do you say …..?”  kalıbını kullandıktan sonra kendi dilinizde kelimeyi söyleyebilirsiniz veya vücut dilinizde anlatmaya çalışabilirsiniz veya yine bu kalıbı kullanıp diğer kelimelerle bu kelimeyi sorabilirsiniz. Bu ifadeyi “How do you pronounce “anlamadığınız kelime(ler)”?” veya “How do you spell “anlamadığınız kelime(ler)”? kalıplarıyla da kullanabilirsiniz.
5. What do you mean?
Bu ifade anlatılanların içeriğini anladığınızda fakat bir anlam veremediğinizde kullanılır. Aslında ana dili İngilizce olanlar tarafından da sıklıkla kullanılan bu ifadeye konuşana söylediklerini tekrar anlattırmak veya farklı bir şekilde ve kelimelerle yeniden söyletmek için başvurulur. Bu anlamak için size yeni bir şans verir ve iletişiminizde çok daha fazla kendinize güvenmenizi sağlar. Genellikle, “I don’t understand” ifadesi ana dili İngilizce olanlar arasında daha resmi, sert ve konuşmayı sekteye uğratıcı olduğu için çok tercih edilmemektedir.
6. Do You Know What I mean?/
Bu ifade söylediklerinizden sonra dinleyenin sizi anlayıp anlamadığını kontrol etmek için söylenir. Aynı zamanda karşıdaki kişinin sizin bakış açınızdan olaylara bakıp bakmadığını da öğrenmek için kullanılır. Bunun yerine “Do you understand?” ifadesini de kullanabileceğinizi düşünebilirsiniz. Fakat bu ifade sanki anlama yeteneğini sorgular gibi bir mesaj taşımaktadır. Böyle bir güven eksikliği eksenine girmemek için “benim açımdan görebiliyor musun?” anlamındaki “Do You Know What I Mean?/” ifadesini kullanmamız daha uygundur. Bu ifade konuşma dilinde daha kısa olarak “Know what I mean?” (know whaddi mean?) şeklinde de kullanılabilir.

Bunların dışında vücut dili de iletişimde çok önemli bir yer tutmaktadır. Psikologlar iletişimin %50-80’inin vücut dili aracılığıyla yapıldığını belirtmektedirler. Vücut diliniz güven seviyenizi ve iletişime ne kadar açık olduğunuzu anlatan çok önemli bir göstergedir. Konuşma esnasında anlamadığınızda öne doğru eğilmek iletişime açık olduğunuzu ve diğer kişiden yeni bilgileri öğrenmeye istekli olduğunuz gösterecektir.

Konuşurken panik tepkileri göstermek yerine bu 6 ifadeyi kullandığınızda hem kendinize güveniniz hem de iletişimdeki akıcılığınız büyük oranda artacaktır. Şimdiden başarılar!