İngilizce müzik enstrümanları (musical instruments) hakkındaki kelimeler “can/can’t” konusu ile cümle içinde kullanılabilirler. “But”ın kullanımını da can/can’t ile birlikte görebiliriz.
Aşağıdaki tabloda müzik aletleri İngilizce yazılışları, okunuşları ve Türkçe karşılıkları ile tablo şeklinde verilmiştir.
| İngilizce yazılışları | Okunuşları | Türkçe karşılıkları |
| Acoustic guitar | Akustik gitar | Akustik gitar |
| Bass guitar | Beys gitar | Bas gitar |
| Cello | Çello | Çello |
| Clarinet | Klerinet | Klarnet |
| Double bass | Dabıl beys | Kontrbas |
| Drum | Dram | Davul |
| Drums | Drams | Davul / bateri |
| Drumset | Dramset | Bateri seti |
| Electric guitar | İlektrik gitar | Elektro gitar |
| Flute | Flut | Flüt |
| French horn | Frenç horn | Fransız kornosu / korno |
| Guitar | Gitar | Gitar |
| Harp | Harp | Arp |
| Keyboard | Kibord | Org / klavye |
| Oboe | Obo | Obua |
| Percussion | Pörkaşın | Vurmalı çalgı |
| Piano | Pieno | Piyano |
| Recorder | Rikordır | Blok flüt |
| Saxophone | Seksafon | Saksafon |
| Trombone | Trambon | Trombon |
| Trumpet | Trampet | Trompet |
| Tuba | Tuba | Tuba |
| Ukulele | Yukaleli | Dört telli gitar, kitara, ukulele |
| Violin | Vayolin | Keman |
| Xylophone | Zaylofon | Ksilofon |
| Melodica | Melodika | Melodika |
| Harmonica | Harmonika | Mızıka |
İngilizce müzik enstrümanları hakkında şu videoyu izleyebilirsiniz:
İngilizce müzik enstrümanları cümlede kullanılırken “the” ile kullanılırlar.
Örnek: I can play the violin. (Keman çalabilirim.)
CAN / CAN’T
İngilizcede “can” yapabildiğimiz şeyleri ifade ederken kullanılır.
Olumsuzu “can’t” ise yapamadığımız şeyleri ifade ederken kullanılır. Tekil veya çoğul fark etmeksizin tüm öznelerden sonra olumlu cümlelerde “can”, olumsuz cümlelerde “can’t” kullanılır. “can” veya “can’t”ten sonra mutlaka bir verb (eylem) kullanmamız gerekir. Bu eylem hiçbir ek alamaz.
I can play the guitar. (Gitar çalabilirim.)
I can play the recorder. (Blok flüt çalabilirim.)
I can’t play the oboe. (Obua çalamam.)
He can play the bass guitar. (O bas gitar çalabilir.)
He can’t play the saxophone. (O saksafon çalamaz.)
She can play the keyboard. (O klavye çalabilir.)
She can’t play the piano. (O piyanı çalamaz.)
They can play the violin. (Onlar keman çalabilirler.)
Alex can play the trumpet. (Alex trampet çalabilir.)
Jenny can play the trombone. (Jenny trombon çalabilir.)
Alex can’t play the melodica. (Alex melodika çalamaz.)
Jenny can’t play the harmonica. (Jenny mızıka çalamaz.)
USAGE OF “BUT”
“but” “ama” anlamına gelir. Eğer yapabildiğimiz ve yapamadığımız şeyleri tek bir cümlede ifade ediyorsak, o halde “but” kullanabiliriz. Örneğin: “I can play the guitar, but I can’t play the drums. (Gitar çalabilirim, ama bateri çalamam.)” Olumlu cümle ve olumsuz cümle yer değiştirebilir. “I can’t play the drums, but I can play the guitar.(Bateri çalamam, ama gitar çalabilirim.)
Örnek cümleler;
I can play the oboe, but I can’t play the trumpet. (Obua çalabilirim, ama trampet çalamam.)
I can’t play the trumpet, but I can play the oboe. (Trampet çalamam, ama obua çalabilirim.)
He can play the violin, but he can’t play the piano. (O keman çalabilir, ama piyano çalamaz.)
He can’t play the piano, but he can play the violin. (O piyano çalamaz, ama keman çalabilir.)
She can play the French horn, but she can’t play the saxophone. (O korno çalabilir, ama saksafon çalamaz.)
She can’t play the saxophone, but she can play the French horn. (O saksafon çalamaz, ama korno çalabilir.)
Alex can play the ukulele, but he can’t play the melodica. (Alex ukulele çalabilir, ama melodika çalamaz.)
Alex can’t play the melodica, but he can play the ukulele. (Alex melodika çalamaz, ama ukulele çalabilir.)
Amy can play the drums, but she can’t play the harp. (Amy bateri çalabilir, ama arp çalamaz.)
Amy can’t play the harp, but she can play the drums. (Amy arp çalamaz, ama bateri çalabilir.)
“But” bir şeyi yapabilen ve yapamayan iki kişiyi ifade ederken de kullanılır. Örneğin: “Felix can play the guitar, but Leo can’t. (Felix gitar çalabilir, ama Leo çalamaz.)”
Bu cümlede yapılan şey “play the guitar” olduğunu için “Felix can play the guitar, but Leo can’t play the guitar” şeklinde cümleyi uzatmaya gerek yok. Olumlu ve olumsuz cümleler yer değiştirebilir: “Leo can’t play the guitar, but Felix can. (Leo gitar çalamaz, ama Felix çalabilir.)”
Emily: + , George: –
Emily can play the xylophone, but George can’t. (Emily ksilofon çalabilir, ama George çalamaz.)
George can’t play the xylophone, but Emily can. (George ksilofon çalamaz, ama Emily çalabilir.)
Nancy: + , Jane: –
Nancy can play the recorder, but Jane can’t. (Nancy blok flüt çalabilir, ama Jane çalamaz.)
Jane can’t play the recorder, but Nancy can. (Jane blok flüt çalamaz, ama Nancy çalabilir.)
John: + , Lily: –
John can play the cello, but Lily can’t. (John çello çalabilir, ama Lily çalamaz.)
Lily can’t play the cello, but John can. (Lily cello çalamaz, ama John çalabilir.)
I: + , you: –
I can play the tuba, but you can’t. (Ben tuba çalabilirim, ama sen çalamazsın.)
You can’t play the tuba, but I can. (Sen tuba çalamazsın, ama ben çalabilirim.)
Dylan: + , Justin: –
Dylan can play the clarinet, but Justin can’t. (Dylan klarnet çalabilir, ama Justin çalamaz.)
Justin can’t play the clarinet, but Dylan can. (Justin klarnet çalamaz, ama Dylan çalabilir.)
“CAN” SORU CÜMLESİ
“Can” ile soru cümlesi oluştururken “can” başa getirilir. Sonrasında ise özne gelir ve daha sonra mutlaka bir verb(eylem) bulunmalıdır. Bu verb (eylem) hiçbir ek alamaz.
Can you play the drums? (Bateri çalabilir misin?)
Yes, I can.
Can you play the harp? (Arp çalabilir misin?)
No, I can’t.
Can he play the melodica? (O melodika çalabilir mi?)
Yes, he can.
Can he play the oboe? (O obua çalabilir mi?)
No, he can’t.
Can they play the piano? (Onlar piyano çalabilir mi?)
Yes, they can.
Can they play the violin? (Onlar keman çalabilir mi?)
No, they can’t.
Can Jack play the French horn? (Jack korno çalabilir mi?)
Yes, he can.
Can Jane play the trombone? (Jane trombon çalabilir mi?)
Yes, she can.
Can Jane and Jack play the ukulele? (Jane ve Jack ukulele çalabilir mi?)
Yes, they can.
Can Jane and Jack play the harp? (Jane ve Jack arp çalabilir mi?)
No, they can’t.
Which instrument(s) can ………. play? / What instrument(s) can …………… play?
Bir kişinin hangi enstrümanı veya enstrümanları çaldığını sorarken “which instrument(s)” ya da “what instrument(s)” ile sormamız gerekir. Bu soruda “instrument” yani tekil isim kullanırsak hangi enstrümanı çaldığını sorarız. “instruments” yani çoğul isim kullanırsak hangi enstrümanları çaldığını sorarız.
Which instrument can (özne) play?
Which instruments can (özne) play?
What instrument can (özne) play?
What instruments can (özne) play?
Which instruments can you play? (Hangi enstrümanları çalabilirsin?)
I can play the clarinet and the cello. (Klarnet ve çello çalabilirim.)
Which instruments can he play? (O hangi enstrümanları çalabilir?)
He can play the drums and the tuba. (O bateri ve tuba çalabilir.)
Which instruments can she play? (O hangi enstrümanları çalabilir?)
She can play the keyboard and the guitar. (O klavye ve gitar çalabilir.)
Which instruments can Jack play? (Jack hangi enstrümanları çalabilir?)
He can play the harmonica and the ukulele. (O mızıka ve ukulele çalabilir.)
Which instruments can Alexa play? (Alexa hangi enstrümanları çalabilir?)
She can play the trumpet and the trombone. (O trampet ve trombon çalabilir.)
Which instruments can Jo and Ly play? (Jo ve Ly hangi enstrümanları çalabilir?)
They can play the violin and the oboe. (Onlar keman ve obua çalabilir.)
Which instrument can you play? (Hangi enstrümanı çalabilirsin?)
I can play the piano. (Piyano çalabilirim.)
Which instrument can Jack play? (Jack hangi enstrümanı çalabilir?)
He can play the saxophone. (O saksafon çalabilir.)
Which instrument can Jane play? (Jane hangi enstrümanı çalabilir?)
She can play the flute. (O flüt çalabilir.)
Yukarıdaki sorularda “Which” yerine “What” kullanılabilir.