Dilbilgisi Terimleri isimli konularda İngilizce dil bilgisi kapsamında terim ve tanımları ele alacağız. Aşağıda işaret zamirleri (demonstrative pronouns) ile ilgili hazırladığımız konu anlatımı ve ilgili örnekleri bulabilirsiniz.
İngilizcede işaret zamirleri ‘this, that, these’ ve ‘those’ olmak üzere dört adettir. Bütün zamirler gibi işaret zamirleri de isimlerin yerine geçerler. İşaret zamirleri işaret edilen isimlerin (daha önceden bahsi geçen ya da konuşma taraflarınca bilinen isimler) yerini alırlar.
Kullanılan işaret zamirine göre bahsi geçen ismin tekil mi çoğul mu ya da uzakta mı yoksa yakında mı olduğunu anlayabiliriz. Örneklerle açıklayacak olursak;
‘This’ ve ‘That’ Tekil İsimler İçin Kullanılır
‘This’ işaret zamiri yakında olan tekil isimler yerine kullanılır, örneğin;
This is quite heavy.
Bu oldukça ağır.
Do not take this!
Bunu alma!
‘That’ işaret zamiri ise uzakta olan tekil isimler yerine kullanılır, örneğin;
I can see that from here.
Onu buradan görebiliyorum.
I can hear that.
Onu duyabiliyorum.
‘These’ ve ‘Those’ Çoğul İsimler İçin Kullanılır
‘These’ işaret zamiri yakında olan çoğul isimler yerine kullanılır, örneğin;
These are quite heavy.
Bunlar oldukça ağır.
Pick up those and take them out.
Bunları al ve dışarı çıkar.
‘Those’ işaret zamiri ise uzakta olan çoğul isimler yerine kullanılır, örneğin;
I can see those from here.
Onları buradan görebiliyorum.
Do not eat those.
Onları yeme.
İşaret sıfatları ile işaret zamirlerini nasıl ayırt ederiz?
İngilizcede işaret sıfatları ve zamirleri aynı kelimelerdir (this, that, these, those). Ancak işaret zamirleri sıfatlardan farklı olarak herhangi bir isim ya da zamiri nitelemezler, tek başlarına zamir görevi yaparlar. Örnek verecek olursak;
This is really good.
Bu çok güzel.
Did you hear that too?
Bunu sende duydun mu?
These look nice.
Bunlar hoş görünüyor.
Those look dangerous.
Şunlar tehlikeli görünüyor.
Yukarıdaki örneklerde işaret zamirlerine örnek verilmişken aşağıda işaret sıfat örneklerine yer verilmiştir.
This cake is very tasty.
Bu kek çok lezzetli.
I hear that nose from here.
O gürültüyü buradan duyuyorum.
These oranges taste bad.
Bu portakalların tadı kötü.
Do not eat those oranges.
O portakalları yeme.