Spare time hobbies Boş zaman hobiler


Spare time & hobbies Boş zaman & İngilizce hobiler

I like …

hobbiesBirisine ne yapmayı sevdiğini, nelerden hoşlandığını ve hobilerini çok farklı şekillerde sorabiliriz. Aşağıda yaygın olarak kullanılan soru kalıplarını bulabilirsiniz.

What are your hobbies?

Hobilerin ne?

What do you do in your spare time?

Boş vaktinde ne yaparsın?

What do you like to do?

Nelerden hoşlanırsın?

What do you like to do for fun?

Eğlenmek için ne yaparsın?

If you had extra time, what would you do with it?

Boş vaktin olsa nasıl değerlendirirdin?

What do you like doing in your free / spare time?

Boş zamanlarda ne yapmayı seversin?

Nelerden, neleri yapmaktan hoşlandığımızı ve hobilerimizi söylerken “to like”, “to enjoy”, “to love”, “to be fond of” gibi fiiller kullanabiliriz. Bu fillerden sonra bir aktiviteyi söylemek istiyorsak örneğin “müzik dinlemek” – “to listen to music” burada dikkat edilmesi gereken bu durumlarda fiilin “-ing” takısı ile isme dönüştürülmesidir. “listening to music” şeklinde olmalıdır. Diğer örnekleri aşağıda inceleyebilirsiniz.

I like watching TV.

TV izlemeyi seviyorum.

She likes listening to music.

Müzik dinlemeyi seviyor.

Joe likes walking in the park.

Parkta yürüyüşe çıkmayı seviyor.

Jordan likes playing basketball.

Jordan basketbol oynamayı seviyor.

I quite like biking.

Bisiklete binmek oldukça severim.

Ayşe quite likes cooking.

Ayşe yemek yapmayı oldukça seviyor.

Ali quite likes boxing.

Ali boksu oldukça seviyor.

Jefferson quite likes bowling.

Jefforsun bowling oynamayı oldukça seviyor.

I really like swimming.

Yüzmeyi çok severim.

Rebecca really likes playing golf.

Rebecca golf oynamayı çok seviyor.

We really like rafting.

Rafting yapmayı çok seviyoruz.

I love windsurfing

Rüzgar sörfü yapamaya bayılırım.

She loves going to the theatre.

Tiyatroya gitmeye bayılıyor.

They love playing volleyball.

Voleybol oynamaya bayılıyorlar.

He loves running.

Koşmaya bayılıyor.

We love doing gymnastics.

Jimnastik yapmaya bayılıyoruz.

I enjoy ice skating.

Buz pateni yapmaktan hoşlanıyorum.

He enjoys rock climbing.

Kaya tırmanışı yapmaktan hoşlanıyor.

Keith and I enjoy playing tennis together.

Keith ve ben beraber tenis oynamaktan hoşlanıyoruz.

They enjoy fishing.

Balık tutmaktan hoşlanıyorlar.

My son and I enjoy camping together.

Oğlum ve ben birlikte kamp yapmaktan hoşlanıyoruz.

I dislike …

I don’t like playing alone.

Yalnız oynamayı sevmiyorum.

She doesn’t like crowded places.

Kalabalık yerleri sevmiyor.

They don’t like shopping with their wives.

Eşleriyle alışveriş yapmayı sevmiyorlar.

 

I hate watching table tennis.

Masa tenisi izlemekten nefret ediyorum.

She hates hula hooping.

Çember çevirmekten nefret ediyor.

I can’t stand seeing animals get hurt.

Hayvanlara zarar verildiğini görmeye tahammül edemiyorum.

I can’t stand curling.

Körlinge tahammül edemiyorum.

I loathe reading brochures.

Broşür okumaktan tiksiniyorum.

They loathe being told what to do.

Ne yapacaklarının söylenmesinden aşırı nefret ediyorlar.

He absolutely loathes shopping.

Alışveriş yapmaktan gerçekten nefret ediyorum.

 

Other related words and phrases

Diğer ilgili kelime ve kullanımlar

Do you play any sports?

Sporla ilgileniyor musun?

I’m a member of a gym.

Bir spor salonuna gidiyorum.

I’m not the sporty type. / I’m not that athletic.

Pek sportif biri değilim.

Which team do you support?

Hangi takımlısın?

I support Manchester United, Barcelona, and Chelsea etc.

Manchester Unitedliyim, Barcelonalıyım, Chelsealiyim / yi tutuyorum.

I’m not interested in skiing.

Kaymaya meraklı değilim.

Do you play any instruments?

Herhangi bir müzik aleti çalıyor musun?

I play transverse flute.

Yan flüt çalıyorum.

I’ve been playing the piano for X years.

X yıldır piyano çalıyorum

What sort of music do you like?

Ne tür müzikten hoşlanırsın?

What sort of music do you listen to?

Ne tür müzikler dinlersin?

 

Playing baseball Beyzbol oynama

Playing basketball Basketbol oynama

Playing golf Golf oynama

Playing volleyball Voleybol oynama

Playing tennis Tenis oynama

Playing table tennis Masa tenisi oynama

Playing rugby Ragbi oynama

Playing football Futbol oynama

Playing hockey Buz hokeyi oynama

Biking Bisiklete binme

Bowling Bowling oynama

Racing Yarışma

Boxing Boks yapma

Fencing Eskrim yapma

Canoeing Kano yapma

Dancing Dans etme

Rafting Rafting yapma

Swimming Yüzme

Windsurfing Rüzgar sörfü yapma

Water-skiing Su kayağı yapma

Sailing Denize açılma

Skipping İp atlama

Roller-skating Paten kayma

Rock climbing Kaya tırmanışı

Skateboarding Kaykay yapma

Running Koşma

Doing gymnastics Jimnastik yapma

Hula hooping Çember çevirme

Ice skating Buz pateni yapma

Camping Kamp yapma

Fishing Balık tutma

Writing Yazma

Reading Okuma

Gardening Bahçe işleri yapma

Playing the guitar / violin / piano Gitar / keman / piyano çalma

Photographing Fotoğraf çekme

Playing computer games Bilgisayar oyunları oynama

Collecting stamps Pul toplama

Riding a horse / bike Ata / bisiklete binme

 

To be an enthusiast of somethingBir şeyin meraklısı olmak

My dad is an antique car enthusiast. Babam antika araba meraklısıdır.

Avid Hevesli

I am an avid martial arts fan. Savaş sanatlarına hevesim var.

Outdoorsman / Outdoorsy Doğa insanı

An outdoorsman enjoys golfing, fishing, scuba diving or even just a simple walk with his dogs. Doğa insanı golf oynamaktan, balık tutmaktan, tüple dalmaktan hatta sadece köpekleriyle dışarıda yürümekten bile hoşlanır.

A buff

My grandfather is a history buff. He spends all of his free time reading up on history books. Dedem tam bir tarih hastasıdır. Boş vakitlerinin hepsini tarih kitapları okuyarak geçirir.

To be a freak of something Bir şeyin manyağı olmak

He is a video game freak. He should go outside sometimes. Tam bir oyun manyağı, arada dışarı çıkması lazım.

Couch potato / Lazybones Tembel teneke

“I think Isabel is turning into a couch potato. He sits in front of the TV for hours. Sanırım Isabel gittikçe tembel teneke olacak, saatlerce TV karşısında oturuyor.

Gamer Oyuncu

I am a gamer and I play video games all night long. Ben bir oyuncuyum ve bütün gece oyun oynuyorum“

Party animal Parti delisi

A party animal enjoys going to parties and drinking a lot alcohol. Parti delileri partilere gitmeye ve çok alkol tüketmeye bayılır.

Homebody Ev kuşu

Homebodies enjoy being at home. Ev kuşları evde olmayı sever.

To be a do-gooder İyi niyetli, yardımsever olmak

A do-gooder is a person who spends free time trying to help others. Yardımsever bir insan boş zamanlarını diğer insanlara yardım etmeye çalışarak değerlendirir.

A social butterfly Sosyal kelebek

Alex’s wife is a social butterfly. She is extroverted and comfortable in talking to many people. Alex’in karısı çok sosyal bir insan, girişken ve herkesle kolay muhabbet kuruyor.

To be a … guy … çocuk / adam

He’s trying to prove he’s a tough guy. Sert çocuk olduğunu göstermeye çalışıyor.