İngilizce fonetiğinin öğrenilmesi en başta telaffuzun nasıl kullanıldığını görerek olur. Bu aslında doğal olan yoldur. Kişi sonrasında kendisi de bu şekilde telaffuzu deneyecek ve öğrenecektir.
Fonetik yani ses bilgisi sabır ve azim gerektiren bir konudur. Fonetiğini geliştirmek için bunu sağlayabilecek bir ortam gereklidir. Sadece kitap okumak ve pratik sorular çözmek bu faydayı sağlamayacaktır. Dolaysız, gerçek hayatta gerçek durumların ve konuşmaların içinde olup bu çerçevede duyarak ve sonrada kendin kullanarak fonetiğini geliştirebilirsin.
Birkaç örnek vermek gerekirse;
Elbette, son derece normaldir. Ancak okudukça ve yeni kelimeler öğrendikçe okumanız hem hızlanacak hem de daha anlamlı hale dönüşecektir.
Aslında birçok İngilizce gramer kitabı ya genel orta bir seviyede yazılıyor veya başlangıç, orta alt ve orta seviye olarak üç aşamalı olarak tasarlanıyor. Sanki ileri seviyeye kimse gelemez veya böyle bir seviyeye ihtiyaç yokmuş gibi.
Kesinlikle, herkesten İngilizce öğrenmesi beklenmemelidir.
Bir dereceye kadar faydalı oldukları söylenebilir. Aslında öğrenme sürecinde tamamlayıcı bir fonksiyona sahiptirler. Gerçekten öğrenme kişinin gerçek ortamda gerçek kişilerle tamamen İngilizceye angaje olmasıyla yapılabilir. Sonuçta dil sosyal bir olgudur.
İngilizce seviyenize göre kitaplar okumanız çok önemlidir. Seviyenizin çok üstünde olan kitaplardan sıkılacak, seviyenizin çok altında olan kitaplar ise gelişiminize herhangi bir katkı sağlamayacaktır. Okuduğunuzu rahatlıkla anladıktan sonra kitap, gazete, makale, hikaye istediğiniz her şeyi okuyabilirsiniz.
Eğer İngilizce konuşabilir ve yazabiliyorsa, dilde yetkinliği varsa İngilizce editörlük de yapabilir demektir.
Elbette, neden olmasın. Örneğin Elif Şafak “Araf” romanını İngilizce olarak yazmıştı ve birçok pozitif eleştiri almıştır. Bu şekilde İngilizce veya başka dillerde roman yazıp da edebiyat alanında en prestijli ödül olan Nobel ödülünü kazanmış olan yazarlar bulunmaktadır.