İngilizcede Aksan Sorunu ve Düzeltme Yolları
Her ne kadar İngilizcede yazımda bir standart olsa da aksan söz konusu olduğunda birçok farklılıklarla karşılaşmaktayız. Yani birçok dilde olduğu gibi İngilizcede de tek bir konuşma biçiminden söz edememekteyiz. Oysa tek bir konuşma biçimi olsa ne kadar da kolay olurdu, değil mi? Ama pratikte birçok konuşma biçimiyle karşılaşmaktayız ve İngilizceyi çok iyi derecede konuşanlar bile farklı aksanlar karşısında şaşırabilmekte ve karşısındakiyle iletişimde zorlanmaktadır.
Aslında aksan veya diyalekt veya şive dediğimiz aynı dili farklı söyleyiş biçimleriyle konuşma o dili nerede veya kimlerden öğreniyorsanız onlardan aldığınız doğal bir özelliktir. Yani ekstra bir çaba göstermenize gerek yoktur. Ama eğer İngilizceyi kendi ülkenizde öğreniyorsanız, televizyonda, filmlerde, dizilerde, haberlerde röportaj yapılan kişilerde veya turist olarak karşılaştığınız insanlarda farklı aksanlarla karşılaşmanız ve bir karışıklığa düşmeniz doğaldır. Ayrıca, çoğunlukla kitaplardan ve sözlüklerden öğrenilen kelimelerde doğal olarak aksan ve diyalekt göremeyiz. Bu yüzden kişi bildiğine yakın bir telaffuz yapar ve bu da belli bir müzikalitesi olmayan bazen anlaşılamayacak telaffuzlara götürür ki, bu da, iletişimde bir kopukluğa ve sonrasında konuşmada güvensizliğe yol açar. Bu yüzden ister başlangıç seviyesinde olsun, ister ileri seviyede olsun her İngilizce öğrenen kişi aksanını düzeltmeyi ister ve bu çaba içine girer.
İngilizcede dilin konuşulduğu coğrafi bölgelere göre iki ana aksanın bulunduğu kolaylıkla söyleyebiliriz: İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi. Bunlara ardından Avustralya İngilizcesi, İrlanda İngilizcesi, Galler İngilizcesi ve İskoç İngilizcesini de ekleyebiliriz. Bu genel coğrafi bölgelerdeki ayrışma, sonrasında kentlere hatta bölgesel yerleşim alanlarına dahi gitmektedir (Örneğin cockney (doğu Londra) aksanı gibi).
Aslında İngiliz aksanını edinmenin sayısız yolu mevcuttur. Bunlardan en iyisi tabi ki bir İngiliz ile uzun süre konuşmak veya ana dili İngilizce olan kişilerin bulunduğu ortamlarda bulunmaktır. İngiltere’ye gitmeden böyle bir ortamı bulmak elbette kolay değil. Bu yüzden filmler ve diziler en iyi kaynaklar olarak görünmektedir. Eğer mükemmel bir Londra şivesi edinmek isterseniz örneğin James Bond filmlerinin birkaçını izleyebilirsiniz. Veya daha yerel ve sokak ağzı için doğu Londra’ya özgü cockney konuşması için Only Fools and Horses dizinin setini satın alabilirsiniz.
Her ne kadar kendi dilinize özgü aksanınızın İngilizce konuşmanız üzerindeki etkisini tamamen ortadan kaldırmanız neredeyse imkansız olsa dahi bazı küçük çalışmalar yaparak ana dilinizin yarattığı negatif etkiyi minimize edebilirsiniz. Örneğin kendi dilinizde kullandığınız İngiliz aksanından farklı olan sesleri (sesli/sessiz harfler) veya vurgulama ve tonlama kalıplarını belirleyin ve bunlar üzerinde çalışın. Belki de farklı sesleri yeniden öğrenmeniz bile gerekebilecektir (/t/ veya /b/ seslerini dil ve dudaklarınızı kullanarak daha güçlü telaffuz etmeye çalışmak gibi).
Aksan aslında temel olarak bir taklittir. Bazıları bunu kolaylıkla yaparken bazılarımızın bunun için biraz çalışması gerekmektedir. Duyduğunuz ve beğendiğiniz bir kişinin konuşma tarzını tamamen çıkartana kadar taklit ederseniz kısa sürede o aksanı aldığınızı görürsünüz. Taklit ederken konuşmalarınızı kayıt edebilir ve o aksana ne kadar yakın olduğunuzu da anlayabilirsiniz.
Ayrıca internetten arkadaşlar bularak yeni aksanınızı deneyebilirsiniz. Yeni aksanınızı kullandıkça mükemmelleştiğini göreceksiniz. Tabi ki, eğer imkanınız varsa, aksanınızı geliştirmek için en iyi yol İngiltere’ye gitmek olacaktır. Bu herkes için çok da mümkün olmasa da yine de en başarılı sonucu sağlayacak opsiyon olduğu açıktır. Son olarak aksanın konuşan ve sizi anladığı sürece dinleyen için temel bir sorun olmadığını bilinmelidir. Yani anlaşabildiğiniz sürece aksan aslında bir problem değildir.