it’s not as if ifadesi “- de değil ama, sanki – eceğim, mişim gibi” anlamına gelir. “Informal” kullanımdır. Örnek cümle; I just don’t understand why he disapproves of me. It’s not as if I’ve done anything wrong. Beni niye bir türlü kabullenmedi anlamadın. Yanlış bir şey de yapmadım ama.
it’s not my day veya it’s one of those days ifadesi “kötü, şanssız günüm” anlamına gelir. Örnek cümle; Great! Now, my car starts smoking. I guess it’s not my day. Bir bu eksikti. Şimdi de araba su kaynatıyor. Sanırım kötü günümdeyim.
it’s not the end of the world ifadesi “dünyanın sonu değil (ya, sonuçta)” anlamına gelir. Örnek cümle; Failing your exam can be depressing, but it’s not the end of the world. Sınavdan kalmak üzücü olabilir ama dünyanın sonu değil sonuçta.
I beg your pardon ifadesi “anlayamadım, pardon, özür dilerim, affedersiniz, hiç kusura bakma (ama)” anlamına gelir. “Formal” kullanımdır. Örnek cümle; Are you ready to go? – I beg your pardon? – I was just asking if you’re ready to go. Gitmeye hazır mısınız? – Anlayamadım? – Gitmek için hazır mısınız diye soruyordum. Oh, I beg […]
I bet / I’ll bet ifadesi “eminim öyledir, evet tabi veya eminim, iddiasına girerim” anlamına gelir. “Informal” kullanımdır. Örnek cümle; He couldn’t say no to an offer like that. – I’ll bet! Böyle bir teklife hayır diyemezdi. – Eminim öyledir! I bet you will miss the train. İddiasına girerim treni kaçıracaksın.
I can tell you ifadesi söylenenleri vurgulamak için kullanılır ve “diyorum sana” anlamına gelir. Örnek cümle; I can tell you, living isn’t cheap these days. Yaşamak artık çok pahalı diyorum sana.
I can’t / couldn’t believe ifadesi “inanamıyorum / inanamadım ” anlamına gelir. Örnek cümle; I bought a new headset, try it! – Wow. I can’t believe how clear and loud the audio is! Yeni bir kulaklık aldım, denesene! – Oo. Sesin bu kadar temiz ve yüksek çıkması inanılmaz. I couldn’t believe how simple it was. […]
I couldn’t agree more ifadesi “tamamen katılıyorum” anlamına gelir. “Formal” kullanımdır. Örnek cümle; Big companies control the world now. – I couldn’t agree more. Dünyayı artık büyük şirketler yönetiyor. – Tamamen katılıyorum.
I don’t blame you ifadesi “seni suçlamıyorum, haklısın” anlamına gelir. Örnek cümle; Then I told her that it is over. – I don’t blame you. Sonra ona bitti dedim. – Seni suçlamıyorum.
I don’t suppose ifadesi nazik ricalarda bulunurken ya da olumlu cevap alacağınızdan emin olmadığınız sorular sorarken kullanılır ve “sanırım” anlamına gelir. “Formal” kullanımdır. Örnek cümle; I don’t suppose you know her address, do you? Adresini bilmiyorsunuzdur, değil mi?
